Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort bodrum escort bayan Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort mecidiyeköy escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu veren siteler 2023 cardsthatgive.org virginiawinefestival.org/ deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler

Gölbaşı’nda Sarıtaş’lı yıllar

GÖLBAŞI (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 16.12.2016 - 14:22, Güncelleme: 02.05.2023 - 00:52
 

Gölbaşı’nda Sarıtaş’lı yıllar

Dünden Bugüne Gölbaşı. Gölbaşı’nda Sarıtaş’lı yıllar

Dünden Bugüne Gölbaşı. Gölbaşı’nda Sarıtaş’lı yıllar Kurucu Başkanı Bekir Gönenç ile başlayan Gölbaşı belediye başkanlığı hizmet yarışında, göreve gelen belediye başkanları ile birlikte Gölbaşı birçok değişim ve gelişim yaşadı. 1965 yılında yapılan sayımda 4 bin 657 kişi  olan Gölbaşı’nın nüfusu aradan geçen 51 yıllık sürede 130 binlere ulaştı. Ankara’nın en güzel ilçelerinden biri olan Gölbaşı’na hizmet eden belediye başkanları ilçeyi bir adım daha ileriye taşımak adına ekibi ile birlikte mücadele verdi. Hizmet bayrağını devir alan her isim, şüphesiz bu yarışta Gölbaşı’na katkı sağladı ve sorunların çözümü noktasında çaba sarf etti.  Kurucu Başkan Bekir Gönenç (19681973), İbrahim Sıtkı Göçmen (19731977), Mümtaz Sarıtaş (1977-1980/19841989), Cemal Sanga (1980-1984), Erdal Eren (1989-1994/ 1994-1999), Dr.Cevdet Kara (1999-2004), Abdülnasır Haşlak (2004-2009), Yakup Odabaşı (2009-2014) yıllarında başkanlık görevi yaparken, şimdi hizmet yarışında nöbet mevcut belediye başkanı Fatih Duruay’da. Gölbaşı’nın ilk belediye başkanı Bekir Gönenç ve ondan bayrağı devralan İbrahim Sıtkı Göçmen hakkın rahmetine kavuştular. Yaptıkları hizmetlerle Gölbaşı tarihindeki yerlerini alan başkanların yattıkları yer nurlarla dolsun. Gölbaşı tarihine ışık tutmak adına hala hayatta olan ve Gölbaşı’nda ikamet eden belediye başkanlarının yaptıkları hizmetleri, çalışmaları sizlerle paylaşmak istedik. Gölbaşı’na hizmet aşkıyla koltuğa oturan başkanlar neler yaptı? Siyasi hayatları nasıl başladı? Görevleri süresince ne gibi zorluklarla mücadele ettiler? Gölbaşı ile ilgili en büyük hayalleri neydi? Göl Haber Başkent okuyucuları için 70’li yıllardan bugüne kadar yaşanan gelişmelere ışık tutmaya çalışacak, yapılan hizmetleri başkanların söylemleri ve anlatımları ile sizlerle paylaşacağız.  1.BÖLÜM SİYASİ HAYATA BAŞLANGIÇ VE SEÇİM DÖNEMİ YAŞANANLAR  İlk konuğumuz, 70’li ve 80’li yılların siyasetine damga vurmuş bir isim. Mümtaz Sarıtaş. Siyasi hayatına 1973 yılında başlayan Sarıtaş, 73 – 77 arası Reis Vekilliği, Gölbaşı’nda iki dönem belediye başkanlığı görevi yaptı. 1977-1980 ve ihtilal sonrası 1984-1989 yıllarında başkanlık koltuğuna oturan Mümtaz Sarıtaş’a o dönemleri sorduk. 2 defa başkanlık görevinden alınan ve mahkemeden beraat ile tekrar görevine dönen tek belediye başkanı Sarıtaş, anılarını anlatırken kimi zaman hüzünleniyor, kimi zaman yaptığı hizmetlerle gururlanıyor. Yüklenmiş olduğu sorumluluğun kolay olmadığını ifade eden, dönemin şartlarında Gölbaşı’na hizmet getirebilmek için birçok siyasi ve bürokrasi engelini aşmak zorunda kalan başkan Sarıtaş, ‘Ben zoru severim’ diyerek dört elle sarıldığı başkanlık görevinde o zorlukları nasıl aştığını anlatıyor bizlere. Anlatırken zaman zaman duygulanan Sarıtaş, ekibinin özverili çalışmalarını da göz ardı etmiyor. Üzüldüğü noktaların da altını çiziyor satır aralarında. ‘Kimse bilmiyor yapılanları’ diyerek hayılanıyor. Biz de bilinmeyenleri belki de unutulanları bir kez daha hatırlamak, hatırlatmak adına sözü Sarıtaş’a bırakıyoruz. İçtenlikle sorularımızı yanıtlayan Sarıtaş ile yaptığımız keyili sohbetin ayrıntılarını bölümler halinde sizlerle paylaşıyoruz. 70'li ve 80'li yıllarda Gölbaşı'nda siyasete damga vurmuş isimlerden birisiniz. Bize biraz siyasi hayatınızdan ilk dönemlerinden bahseder misiniz? 1973 yılında yapılan seçimlerle siyasi hayatıma başladım. Rahmetli ortaokul hocam ve Gölbaşı’nın 2. Belediye başkanı İbrahim Sıtkı Göçmen’in belediye başkanlığı döneminde bende CHP’den belediye meclis üyesi oldum. Yılda bir kez hem encümen, hem de reis vekilliği seçimi yapılırdı. CHP Grubu olarak nöbetleşe paylaşılan encümenliğin yanında beni 4 yıl reis vekilliği görevine layık gördüler ve ben 4 yıl reis vekilliği görevinde bulundum. Sizi siyaset yapmaya iten en önemli etken nedir? Belediye başkan adayı olmaya nasıl karar verdiniz? Bu konuda size talepler oldu mu? Aday olduğunuz o günlerde neler yaşadınız? 1973 yılında yapılan Gölbaşı Belediye Başkanlığı seçimleri için CHP’den aday olan İbrahim Sıtkı Göçmen belirttiğim üzere ortaokulda hocalığımı yapmıştı. Aday oldu, yardımımı istedi. İbrahim Bey Kıbrıs kökenli idi. Fazla tanınmıyordu. Tanınsa da o yıllarda Gölbaşı’ndan özellikle yerlilerden destek olmadan seçim kazanılmazdı. Bunu bilen göçmen beni yanında istedi ‘beraber olalım’ dedi. Bende listesinden meclis üyesi oldum. Meclis üyesi ve reis vekilliği görevlerinde bulundum. GÖLBAŞILIYA GÖLBAŞILI OLARAK HİZMET ETMEK O tarihlerde şirin bir belde olan Gölbaşı’nda reis vekilliği görevinde bulunmam bu toprakların çocuğu olmam ve halkın yoğun talebi, kendimin Gölbaşı ile ilgili hayalleri belediye başkanlığı düşüncemi pekiştirdi. Yapılacak seçimlerde aday olmam için muazzam bir talep ve baskı oluştu. Gölbaşı’na hizmet etmek mecburiyeti hissettim, bunu kendimde görev bildim. 77 SEÇİMLERİ VE İDDİALI ADAYLAR Seçim atmosferine girmiştik. Belirttiğim üzere aday olmam için yoğun baskı altında idim bide tabii kendimin Gölbaşı hayalleri vardı ve CHP’ne adaylık müracaatında bulundum. Mevcut belediye başkanı, partililerimizden Erdal Eren, Ruhi Yılmaz’da aday adayı oldular. O tarihlerde Gölbaşı küçük bir belde ve Çankaya’ya bağlı. 4 Aday adayı ortaya çıkınca Çankaya İlçe Başkanı ve yönetim kurulu beldemize gelerek aday belirleme toplantısı yaptılar. Aday olan herkesle konuştular. Zorlu bir süreçti. İbrahim Sıtkı Göçmen büyüklüğünü gösterdi ve bir önceki seçimlerde beni destekleyen bu üç öğrencimin karşılarında aday olmuyorum diyerek çekildi. Toplantıdan ön seçim kararı çıktı. Ön seçimde şansı olmayacağını düşünen Ruhi Yılmaz’da çekilince iki aday kaldık. Erdal Eren ve ben. Bağımsız adaylığı düşünen Eren ön seçime girerse aday olamayacağını bildiği için o da adaylıktan çekildi ve CHP’nin tek adayı ben kaldım. 1977 seçimlerinde karşıma bağımsız aday olarak Erdal Eren çıktı. Yapılan seçim sonucu başkanlığa seçildim. Belediye Başkanı olduğunuzda neler hissettiniz? İlk gün neler yaptınız? Seçildiğim gün büyük mutluluk ve sevinç yaşadım ama bunun yanında da daha önceden dört yıl reis vekilliği yapmış olmamın bana getirdiği tecrübe ve `Belediyecilik Anlayışı` ile ajandamda da bir yol planı vardı. Belediye başkanı olmadan önce ticaretle uğraşıyordum. Ticari hayat bana dinamik ve disiplinli olmayı öğretti. Bende bu prensiplerle Gölbaşı’na hizmet etmek istiyordum. Gölbaşı iki gölü ve başkent Ankara’nın beldesi olması sebebi ile çok kısa zamanda Ankara’nın göz bebeği bir yerleşim alanı olacaktı, bu gözüküyordu ve ben bu gelişmelere imza atacaktım. Gölbaşı’nın o dönemlerde daha gelişmemiş, eksik olan ve hizmet gitmemiş birçok alanı vardı. Tecrübem vardı. 4 yıl reis vekilliği yapmış işleyişi öğrenmiştim. Göç alan bir yerleşim alanıydık bunun yanında Gölbaşı demograik olarak birçok farklı yöremizden gelen hemşerilerimizden oluşuyordu.  Bu yüzden yapılacak ilk iş birlik ve beraberliği sağlamaktı. Mazbatayı aldığım gün balkon konuşması yapmaya karar verdim. Gölbaşı halkına şöyle seslendim; ‘Değerli Gölbaşı’lılar, değerli hemşerilerim şu andan itibaren seçilerek Gölbaşı Belediye Başkanı oldum. Bana oy veren herkese çok teşekkür ederim. Ancak bundan sonra görev yaparken, sadece bana oy verenlere değil bütün Gölbaşılılara hizmet etmeye geldim. Kapım herkese açıktır.’ Bu konuşma Gölbaşılılar arasında o dönemde başlayan beraberlik anlayışını tesis etmişti. KOLTUĞUNA OTURMAYA DEĞİL, ÇALIŞMAYA VE HİZMET ETMEYE GELDİM Daha sonra da etkili bir şekilde hizmet etmek için bütün belediye çalışanlarını toplayıp bir toplantı yaptım. O zaman belediyenin 100`e yakın çalışanı vardı. Bu çalışan arkadaşlarımız içinde birçok yöreden gelen hemşehrilerimiz vardı. Yaptığım toplantıda kendilerine şunu söyledim; ‘Bakın arkadaşlar birçok arkadaşımız Türkiye’nin çeşitli yörelerinden geliyor ama şu an hepimiz Gölbaşılıyız. Ben ticaretten gelen bir insanım, ticari işimi bırakıp bu koltuğa seçilerek geldim. Ben makam koltuğuna oturmaya değil, çalışmaya ve hizmet etmeye geldim. Sizlerin de aynı şekilde düşünüp, benim anlayışımla çalışmanızı istiyorum. Benim tempoma ayak uydurarak çalışan herkesin, siyasi görüşü ne olursa olsun, başımın üzerinde yeri var.  Bu tempoya ayak uyduramayacaksanız, ben size müsaade vereyim, işinizi bulun ve ayrılın. Bu konuşmadan sonra belediye çalışanları da bana cevaben şunları söyledi; ‘Başkanım biz de Gölbaşılıyız. Söylediğiniz gibi sizinle beraber gece gündüz demeden çalışacağız, zaten gelen hizmetleri biz de yapmış olacağız, yapılan hizmetlerden bizde, bizim akrabalarımız da yararlanacak, biz sizinle beraber çalışacağız’ dediler. Bu toplantının aramızda oluşan birlik ve beraberliğe büyük fayda getirdiğini gördüm. 2.BÖLÜM Gölbaşı’nda Sarıtaş’lı yıllar… Gölbaşı Belediye Başkanlığı döneminde ne tür hizmetlere imza atınız? O dönemlerde Gölbaşı’nın fiziki durumu bünyesinde hem birçok sorun hem de birçok gelişme alanı barındırmaktaydı. Belediye Başkanlığına seçildiğim ilk yıllardan itibaren öncelikle sorunları çözmeye odaklı hizmet vermeyi planladım. İlk olarak 1977 yılında göreve geldiğim zaman beldemizin ilçe olması için İç İşleri Bakanlığına başvurdum ve ilçe olmasını sağladım. Daha sonrada Gölbaşı’ndaki sorunların başında içme suyu problemi gelmekteydi. Bunu çözmek için var gücümle çalıştım. Su Sorununu Çözdük Gölbaşı’nda yeraltı su kaynakları olmadığı için Gölbaşı halkına yeterli miktarda içme suyu sağlayamıyorduk. Bunun içinde alternatif ne olabilir diye arayışlara girmiştik. Eymir Gölü civarında 11 adet su kuyusu bulunmaktaydı. Bunların bir kısmı Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne aitti, bir kısmı da ODTÜ’ye aitti. Biz de ODTÜ üniversitesi ile temasa geçtik. Ancak ODTÜ’deki yetkililer bize suyu Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sattığı miktardan daha pahalı bir fiyata satmak istediler. Biz de doğal olarak kabul etmedik. Daha sonraları İller Bankasıyla görüşmelerimiz oldu. Yer Altı Suları Daire Başkanlığı’ndan onay almak istedik. Bu arada kuyulardan birisinin suyunun acı çıktığını ve ruhsatının ODTÜ’de olduğunu öğrendik. Bu aşamadan sonra ODTÜ rektöründen ikinci bir randevu alarak kuyunun ruhsatının devredilmesini istedik. Bunun için mütevelli heyetin toplanması gerekiyordu. Heyet akademik bir kadrodan oluştuğu için birçok üyesi yurt dışında görevlilerdi. Ama Senato Başkanı Sırrı Atalay Bey benim ricam üzerine heyeti üç ay içinde toplayarak kuyunun devrini sağladı. Bu sırada ikinci bir kuyu daha tespit ettik. Bu kuyu özel bir mülk içinde bulunmaktaydı.  Mülkiyet sahibi ile görüşerek beş bin metre karelik alanı belediyeye hibe etmesini sağladık. Böylelikle yeterli miktarda içme suyu kaynağı sağlayarak, o dönemki içme suyu problemini çözmüş olduk. Bu sorunun çözümünde rahmetli Mühhüye Köylü Veli Aslancan’dan Allah razı olsun. 5 bin metrekarelik alanı belediyemize hibe etmişti. İmar Sorununu Çözdük Gölbaşında imar sorunu mevcuttu. Bu noktada sıkı çalıştığımı söyleyebilirim. 110000 nüfusu kapsayan imar planı yaptık. Bu esnada birçok düzenleme gerçekleştirdik. Gecekondu tahliyesi yaptık ve alt yapı yatırımlarımız oldu. E-5 karayolu üzerinde küçük sanayiciler bulunmaktaydı. Bunları yeni sanayi sitesinde topladık. Dolasıyla beldemizin şehir görüntüsünü geliştirdik. Maliyeye ait 1 milyon 55 bin metre karelik alanı Maliye Bakanlığından kullanım hakkını alarak turizm alanı oluşturduk. Bu alan TEK lojmanları ile mezarlığın arasında kalan alandır. Ancak bu alan bize sadece turizm alanı olarak kullanılması şartı ile verildi ve başka bir amaçla kullanılamaz. Ayrıca imar planındaki tüm caddelerin ve sokakların 1,5 yıl içinde açılıp hizmete sunulmasını sağladık. Gölbaşı Kaymakamlığı’nın yanındaki arsayı sembolik bir rakamla Havsak Devlet Hastanesi’ne tahsis ettik ve hastane yapımı için destek olduk. Ayrıca Seğmenler Mahallesi’nin kurucusu olduk, yollarını dahi elimizle yaptık. Seğmenler ve Karşıyaka Mahallesi’nde iki adet cami yeri tahsisi ve yapımının başlaması için öncü olduk. Şafak ve Gazi Osman Paşa Mahallesi’ne 2 adet parkın yapılıp hizmete açılmasını sağladık. Bununla birlikte Belediye Garajı kurulması, işletme binası yapılması ve belediye makina parkı oluşturulması (kepçe, silindir, greyder ve kamyonların alınmasını) sağladık. Göreve geldiğim ilk günden itibaren Gölbaşı Belediyesi’ne benzin istasyonu kazandırma hayalim vardı. Görev sürem içinde Gölbaşı Belediyesi’ne benzin istasyonu yapıp hizmete açtım. Ayrıca ASKİ binasının arsa tahsisini yaparak binanın yapılıp hizmete girmesini sağladık. Kanalizasyon Sorununu Çözdük Su, ulaşım ve imardan sonra kanalizasyon sorunun çözülmesi gerektiğini düşündüm. Gölbaşı’nda o dönem düzenli bir kanalizasyon sistemi bulunmuyordu. Gölbaşı Ankara’nın tek turistik ilçesi olduğu için özellikle hafta sonları göl kenarına gelen insan yoğunluğu kanalizasyon ve ıslah ihtiyacını artıyordu. Öncelikle Mogan ile Eymir Gölü’nü birbirine bağlayan bir kanalımız vardı. Bu kanal yaz aylarında sivrisinek yuvası haline geliyordu. Devlet Su İşlerine müracaat ederek kanalın ıslahını gerçekleştirdik ve üzerini betonla kapattık. Daha sonra yine İller Bankasıyla yoğun çalışarak Gölbaşı’na kanalizasyon yapımı için Devlet Planlama Ofisine girişini yaptırdım ve 1984 yılında tekrar göreve geldiğim zaman inşaatı başladı ve görev sürem içinde inşaatı tamamlandı. Tapu Sorununu Çözdük O dönemlerde Gölbaşı’nda tapu sorunu vardı. Gölbaşı Eymir çiftliğine ait yedi ya da sekiz parsel üzerine kurulmuştu. Bu mülkiyet sahiplerinin çoğulda Gölbaşı dışında oturuyorlardı ve yıllar boyunca müstakil tapular parsel sahiplerinin yakınlarının ve varislerin himayesinde bölünerek müşterek hale gelmişti. Mahalleleri istimlak edip sonra vatandaşa dağıtma şansımız yoktu. Bu konu üzerinde çok düşündük ve en sonunda İmar İskân Bakanlığında Daire Başkanı olan Cahit Ulutaş Bey özel kanun çıkararak bu sorunu halledebileceğimizi söyledi. Ondan sonra o dönem Başbakanı Sayın Turgut Özal ile görüşerek Gölbaşı’ndaki çarpık yapılaşmadan bahsettim ve durumu detaylı bir şekilde izah ettim. Bakanlar Kurulu toplandıktan sonra dönemin İmar İskân Bakanı Sefa Giray özel kanunun çıktığını bana iletti. Vatandaşlarımıza müstakil tapularını verme imkânımız doğdu. Öncelikle bir mahallede uygulamasını yaptık. Uygulamanın devamına benden sonra gelen belediye başkanı devam etti. İhtiyaç Sahiplerine Yardımlarda Bulunduk Gölbaşı’nda hatta Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik diyebileceğim bir şey var: Dar gelirli vatandaşlarımızın çocuklarına sünnet düğünü yaptık. Her sene üç yüz ya da dört yüz çocuğu giydirip Gölbaşı’nda bir şenlik havasında bu çocuklarımızın sünnet düğününü yaptık. Sonrasında dar gelirli ve evi olmayan vatandaşlarımıza ev yapmaları için çekiliş yolu ile iki yüz adet arsa dağıttık. Bununla birlikte şu konuya da değinmek isterim: O dönem çıkan imar af yasasıyla birlikte gecekondusu olup da tapusu olmayan dar gelirli ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza tapu tahsis belgelerini düzenlenmesi için Türkiye’de ilk olarak Gölbaşı Belediyesi’nde 1500 ila 1600 vatandaşımıza tapu tahsis belgelerini düzenledik. Daha sonradan yasa gereği tapu tahsis belgeleri tapulara dönüştü. Bir nevi dar gelirli gecekondusu olan vatandaşlarımızı ev sahibi yaptık. Ayrıca sağlık hizmetleri Gölbaşı halkına yetmiyordu ve özellikle dar gelirli vatandaşlarımız mağdur oluyorlardı. Bu sorunu çözmek için Sağlık Ocağı kurduk ve tesis ettik. Ulaşım Sorununu Çözdük O tarihlerde Gölbaşı’nda ikamet eden ve Ankara’da çalışan yaklaşık 1500  vatandaşımız vardı. Ulaşım özel bir şirket aracılıyla sağlanıyordu. Bu şirketin iki adet otobüsü bulunmaktaydı ve vatandaşlarımız için çok yetersizdi. Biz dört buçuk yıl içinde on sekiz adet otobüs alarak, düzenli sürelerde transit olarak ulaşımı sağladık ve mağdur olan vatandaşlarımıza yardımcı olduk. Spor Kulübünü Kurduk O dönemlerdeki siyasi gündemden dolayı Gölbaşı’nda sağ-sol kavgaları vardı. Gençler sürekli birbirleriyle tartışıp topluma uyum sorunu yaşıyorlardı. Gençliğe nasıl sahip çıkabilirim diye düşündüm. Gölbaşı’nda saha düzenlemesi yaptık. Ayrıca 60000 metrekarelik alanı Beden terbiyesine devrederek spor sahaları oluşturulmasına yardımcı olduk. Bununla birlikte Gölbaşı Spor Kulübü’nü kurarak gençlerimizin birbiri ile kaynaşmasını sağladık. Pazar Yerini Kurduk O zamanlar odun ve kömür işleri belediyenin üzerindeydi. Her yıl merkezde yaşayan halkımızın odun ve kömür ihtiyacını eksiksiz bir şekilde karşılıyorduk. Bu ihtiyacı karşılamak için odun ve kömür depoları belediyenin arkasında bulunmaktaydı. Bu depolardan dolayı alan daralmıştı ve talebe cevap veremiyordu. Bu sorunu çözmek için Bahçelievler ve Karşıyaka Mahallesi’nde iki adet pazar yeri tesbit ettik ama bu alan vatandaşlar tarafından işgal edilmiş ve gecekondu ile doldurulmuştu. Bu alanın temizlenmesi ve vatandaşı oradan çıkarmak çok zorlu bir süreçti. Biz buraları da gecekondudan temizleyerek bir hafta Bahçelievler Mahallesi’nde diğer hafta da Karşıyaka Mahallesi’nde pazar kurulmasını sağladık. Gölbaşı Belediyesi’nin arkasında bulunan alana iki bloktan oluşan bina yaparak Gölbaşı’ndaki esnafları, özellikle kasaplıkla uğraşan esnaflarımızı bir araya getirdik. Bir nevi Gölbaşı’nın ilk AVM’si denebilir.  Bununla birlikte Sümerbank ve Tekel Baş Bayiliğini getirdik. Ayrıca Gölbaşı’nı ikiye bölen Konya devlet yolu vatandaşlarımız için her zaman kazalara mahal veriyordu. Bunu engellemek için Konya Yolu üzerine 1 adet üst geçit yaptırdık. Eğlence Mekânlarının Ruhsat Sorunu Haymana ve Konya yolunda gayri resmi çalışan yeme ve içme mekânları bulunmaktaydı. Bu yerlerin ruhsat sorunları vardı. Bu alanlarda birçok gayri resmi ve gayri ahlaki olaylarda yaşanmaktaydı. Bunlara düzenleme getirmek istedim. Bu yerlerle defalarca görüşerek Gölbaşı halkını rahatsız eden bu olayların son bulması için var gücümle uğraş verdim. O dönemde hem belediye başkanlığı, hem jandarma hem de polislik yaptım denebilir. Göl Islahı Yapmak istediğim ama içimde uhde kalan bir konudur gölün ıslahı meselesi. Bununla ilgili o dönemin Başbakanı Sayın Turgut Özal ile bütçe çalışmaları üzerinde konuşmuştuk. Fakat rahmetlinin ameliyat durumları ve parti içeresindeki siyasi çekişmeler neticesinde göl ıslah çalışmaları tamamlanamadı. Bu konunun dışında Gölbaşı Kaymakamlık Binasının ve Vergi Dairesi Binasının, Adliye Sarayı yakınına taşınmasında büyük emeğim oldu. O alanda 17 bin 103 metre karelik bir alan şahsıma aitti. Kaymakamlık binası o bölgede olunca Kara Yolları o alandaki kara yolunu genişletip yolu işler konuma getirmek istedi. Bu durumda benim gayrimenkulüme tecavüz edildi. Dur diyemedim çünkü Adliye Binası’nı öneren bendim, vatandaşları hayal kırıklığına uğratamazdım. 5 bin metrekarelik alanı alıp gerisini belediyeye bedelsiz hibe ettim. Göreve geldiğim dönemde, Gölbaşı’nı kanser gibi sarıp vatandaşımızı bunaltan içme suyu, kanalizasyon, tapu sorunu gibi o dönemde yapılması çok zor hizmetleri o dönemin şartları içinde çözmeyi başardık. Belediye Başkanlığı Döneminiz Boyunca Ne Gibi Sorunlar Yaşadınız? Nelerle Karşılaştınız, kısaca anlatabilirmisiniz? O günün siyaseti ile bugünün sancaktepe escort siyaseti karşılaştırılamaz haldedir. Kanunlar, anayasa ve kurallar çok daha ölçülüydü. Daha temiz siyaset ortamı vardı diyebiliriz. Çok zorluklarla karşılaştım. Bir gün o dönemin Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, TOKİ’ye giden bölgede hazineye ait 1500 dönümlük bir alanda imar değişikliği yaparak kooperatif kurup yakınlarına ve yandaşlarına dağıtmak istemişti. Ben haksız kazanç düşüncesi ile hareket etmediğim için bu fikre karşı çıktım ve Gölbaşı halkının yüksek yararını düşünerek o başkan yardımcımızla ters düşerek Gölbaşı’nı korudum. Başka bir Genel Başkan Yardımcısı da Haymana yolunun girişinden Haberal Oteline kadar uzanan yolun kuzeyine düşen bölgede arsa toplayalım şeklinde teklifte bulunmuştu ve siyasi baskı yapmıştı. Bu çok geniş bir alandı ve tarım bölgesi olduğu için ucuza arsa toplayıp daha sonra imar değişikliği yaparak getirim sağlamak istemişti. Hatta bunu bana bile beyan etti. Bunların hiç birisini kabul etmedim ve Gölbaşılılar için bütün zorluklara göğüs gerdim. Bunun dışında o dönemki başka bir Bakanımız Beden Terbiyesinin bulunduğu alanda imar değişikliği yaparak bu alandan arsa toplayarak getirim sağlamak istedi. Bu talebede şiddetle karşı çıktım. Ankara Valiliği o dönemde Vilayetler Evinin yanında Yunus Ensari’nin şahsi arsasının üzerine tenis kortu yapmak istemiş hatta inşaatına başlamıştı. Doğal olaraktan bu şahıs belediyeye başvurdu. Bu başvuru üzerine defalarca Valilikle konuşarak inşaatın durdurulmasını talep ettim ama ne yazık ki kort yapımı devam etti. Mecburen belediye olarak bu inşaatı durdurdum. O zamanki Ankara Valisi ile ters düşerek tepki aldım ama hem etik olarak hem de kanuni olarak doğru olanı yaptım. Ayrıca şu konuyada değinmek isterim: Gazi Üniversitesinin fosseptik çukurları vardı. Yer altından sızdırdığından etrafı sazlık hale gelmişti. Gazi Üniversitesi’nin rektörüyle görüştüm. Encümenden ve belediye meclisinden karar aldım ve Gazi Üniversitesi rektörlüğüne bu kararı tebliğ ettim. Ancak bir sonuç elde edemedim. Tam da o dönemde gazeteler sürekli bu çukurlarla ilgili manşetler atıyorlardı. Belediye olarak halk nezdinde mahcup oluyorduk. En sonunda bu çukurların ana logarına beton dökerek logarları kapattım. Ankara`da yer yerinden oynadı. Ben CHP’den bir dönem reis vekilliği, bir dönemde belediye başkanlığı yaptım. Daha sonra ülkede ihtilal oldu ve bende 1980 Eylül’ünde ticaretime geri döndüm. Ben çalışkan ve tuttuğunu koparan bir insanım. İki dönemde de aday olduğumda hem sağ görüşlü ile hem de sol görüşlü insanlar ile görüşmelerim oldu. Bu Anavatan Partisi içindeki bir takım kişileri ve grupları rahatsız etti. İmam Hatip Lisesini yaptım, üç tane cami yapılışına yardımcı oldum. Hizmetlerim çarpıtıldı. Benim soldan gelmem parti içeresindeki sağ görüşlü grupları rahatsız etti. Belirli talepleri oldu ama hep dik durdum Gölbaşı için. Gölbaşı’nı geliştirmeyi ve canlandırmayı hedefledim hep. İki Genel Başkan Yardımcısı ve Bakanının Gölbaşı’nda getirim sağlama taleplerine ve valiliğin kanun dışı inşaat girişimine engel olmam, parti içinde aleyhimde büyük bir siyasi propagandaya sebep oldu. Hatta Sayın Semra Özal’ın Dedeman Otel’de yaptığı bir toplantıda Basından Sorumlu Genel Başkan Yarımcısı masama gelerek eşimin yanında bana ‘1 ay içinde Gölbaşı’nda çok büyük bir yangın başlayacak, bunları söndürmeye senin itfaiyelerin bile yetmez’ diyerek beni tehdit etti ve benim görevden alınma sürecim başlamış oldu. Bu sırada hakkımda asılsız dedikodular yaydılar ve gazeteler yalan haberler yaptılar. Ancak yılmadım. Görevden alındım ama 1987-1988 yılında Danıştay kararıyla geri döndüm. Ben görevden alınmışken İç İşleri Bakanlığı üç tane başmüfettiş yolladı. 30 gün çalışma yaptılar. O dönemki Ankara Valisi günde iki defa müfettişleri arıyordu. Sadece belediyenin bir açığını bulmak için. Ama hiç bir şey bulamadılar ve görevime geri döndüm ama 23 gün sonra tekrar görevden aldılar. Tekrar Danıştay’a müracaat ederek, 6 ay içinde tekrar görevime başladım ve en sonunda görevimi normal süremde tamamladım. Bu nedenden dolayı alnım açık bir şekilde halen Gölbaşı’ndayım. Görevde bulunduğum 2 dönem boyunca borçlu olarak devir aldığım belediyeyi borçsuz olarak teslim ettim. O dönemde hiç bir belediye çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemezken, ben görevde bulunduğum 2 dönemde de belediye çalışanlarının hem maaşlarını hem de SSK-emekli sandığı primlerini eksiksiz, tam ve zamanında ödedim. Rant sağlamak için hakkımda oluşan yoğun siyasi baskıya rağmen ne Gölbaşı halkının hakkını ne de Gölbaşı Belediyesi çalışanlarının hakkını kimseye yedirmedim. O günlerden bugüne Gölbaşı’na baktığınız zaman gözünüze çarpan değişiklikler nelerdir? Öncelikli olarak nüfus artışı ve demografik değişikliği diyebilirim. Eskiden belediyelerin elindeki silivri escort imkânlar çok kısıtlıydı. Bizler imkânsızlıklar içinde hizmet vermeye çalıştık. Ama daha sonra belediye imkânları genişledi. Örneğin, emlak vergisi ve imar uygulamaları belediye gelirlerine bağlandı. Ayrıca yapılaşma çok arttı. Gölbaşı’nı daha ileriye götürmek tamamıyla yetkililerin elinde. Ancak üzülerek söylüyorum Gölbaşı’nı ileriye götürecek çalışmalar gereğince yapılmıyor. Ayrıca şu konuya da değinmek isterim; belediye başkanlığım döneminde mülkiyetini ciddi zorluklara rağmen çok emek harcayarak belediyemize kazandırdığım benzin istasyonu, mülkiyeti petrol ofisine ait olan Konya Karayolu üzerinde ve heyelan bölgesinde bulunan ve ayrıca imar çekme sınırları uygulandığında kullanım alanı kalmayan bir saha ile takas yapılmıştır. Bu takas sonucunda belediye hem ticari bir mülkü kullanılmayan bir alanla takas ettiği için büyük bir maddi zarara uğramış hem de benzin istasyonu belediyeye her ay düzenli 25000 ila 30000 TL arasında gelir getirdiği için belediye aylık önemli bir gelirden mahrum olmuştur. Biz bu benzinlik alanı için ne mücadeleler vermiştik. Rahmetli Örencik’li Hüseyin Koç’tan Allah razı olsun. 5 bin metrekarelik arsasını belediyemize hibe etmişti. Bu takası yapanlara soruyorum, hiç mi içleri sızlamıyor, hiç mi vicdanlarına dokunmuyor? Ben bir Gölbaşılı olarak Gölbaşı halkı adına derin üzüntü içindeyim.  Ben yaptığım hizmetleri kamuoyuyla paylaşmadım. Nasılsa bunu halk görür diye düşündüm. Şimdilerde en ufak bir hizmet yapılsa bu gösterişli açılışlarla ve sanatçılar getirtilerek yapılıyor. Ve bunlar içinde para harcanıyor, israf yapılıyor. Ben bu gibi israf ve kayıplardan dolayı üzüntü yaşamaktayım. Şuan Gölbaşı adına neler yapılabilir? En önemlisi imar planıdır. Bu konu üzerinde dursunlar özellikle. Turizm, otelcilik ve yeme-içme sektörleri geliştirilmelidir. Yaklaşık 1 milyon metrekarelik alanın yani 4 nolu parselin imara uygun turistik rekreasyon alanı olarak hizmete açılması gerekmektedir. Doğal olarak bu atılımları yapmadan öncede gölün temizlenmesi büyük önem arz etmekte. Ayrıca yıkılan belediye arsasının ticari bir beklentiye girmeden ilçemizdeki otopark ihtiyacını çözebilecek, yer altına 4-5 kat inerekten, otopark olarak yapılmasını ve üst kısmınında kamu yararına uygun bir şekilde değerlendirilmesi taraftarıyım. Her şeyden önce de hizmet sevgisi mühimdir. Başarının birinci derece sırrı bana sorarsanız o işi sevmektir ve iyi bir ekiple çalışmaktır. Tüm bu hizmetleri yaparken zorlandığınız, sıkıntıya düştüğünüz konular neler? Kamu hizmetinin en zor yanı bazen toplum yararına olan hizmetler için dostunuzu, akrabanızı ve sevdiklerinizi karşınıza almak ve kırmak zorunda kalıyorsunuz. Örneğin Eğmir Gölü’nün içinde bulunan su kuyusundan suyu Gölbaşı’na getireceğiz, yani Su ishale hattını çekeceğiz. Ama vatandaşın mülkiyetinin içinden geçmek zorundayız. Bu olay şimdi bile çok zor. Biz o tarihte bunu belediyemize hiçbir külfet getirmeden yapmıştık. Besiciler ve tuğla fabrikaları da zorlu bir süreçti. Hayvanların pislikleri, tuğla yapımında kullanılan balçığın çıkarılması, çıkarılan yerlerin doldurulmayıp göletlere dönüşmesi büyük sıkıntı idi. Sahipleri Gölbaşı’nın ileri gelenleri ve siyasi nüfuzlu kişilerdi. Zorlu bir mücadele sonunda Gölbaşı’nı bu sıkıntılardan da kurtarmayı bildik. Herşeye rağmen Gölbaşı ve Gölbaşılılara hizmet etmek çok güzeldi. Geriye dönüp baktığımda yaptığım hizmetlerle gurur duyuyorum. Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir? Gölbaşılılar her şeye layık insanlardır. Gölbaşı halkı birbirinden farklı olduğu zamanlarda bile birbiriyle uyum içeresinde olan insanlardır. Bu yüzden Gölbaşı doğal nüfus artışı ile büyümelidir diye düşünüyorum. Rant düşüncesinden uzak, Gölbaşı sevgisi ile hizmet verilmelidir. Bu konular çok detaylı konular. Ben her zaman kendi tecrübelerimi Gölbaşı halkıyla paylaşmaya hazırım. Önceki dönemlerdeki yapmış olduğum hizmetlerle ilgili ya da bugünün şartlarında yapılması gereken hizmetlerle ilgili görüş sultanbeyli escort telakkisinde bulunmak isteyen herkese kapım açıktır. Görevden alındığım süre boyunca iki Genel Başkan Yardımcısı ve bir Bakandan dolayı hakkımda çıkan olumsuz haberlerle oluşan olumsuz süreçle ilgili daha detaylı bilgi almak isteyen vatandaşlarımıza her zaman karşılıklı görüşmeye açığım. Teşekkür ederim.
Dünden Bugüne Gölbaşı. Gölbaşı’nda Sarıtaş’lı yıllar

Dünden Bugüne Gölbaşı. Gölbaşı’nda Sarıtaş’lı yıllar

Kurucu Başkanı Bekir Gönenç ile başlayan Gölbaşı belediye başkanlığı hizmet yarışında, göreve gelen belediye başkanları ile birlikte Gölbaşı birçok değişim ve gelişim yaşadı. 1965 yılında yapılan sayımda 4 bin 657 kişi  olan Gölbaşı’nın nüfusu aradan geçen 51 yıllık sürede 130 binlere ulaştı.

Ankara’nın en güzel ilçelerinden biri olan Gölbaşı’na hizmet eden belediye başkanları ilçeyi bir adım daha ileriye taşımak adına ekibi ile birlikte mücadele verdi. Hizmet bayrağını devir alan her isim, şüphesiz bu yarışta Gölbaşı’na katkı sağladı ve sorunların çözümü noktasında çaba sarf etti.

 Kurucu Başkan Bekir Gönenç (19681973), İbrahim Sıtkı Göçmen (19731977), Mümtaz Sarıtaş (1977-1980/19841989), Cemal Sanga (1980-1984), Erdal Eren (1989-1994/ 1994-1999), Dr.Cevdet Kara (1999-2004), Abdülnasır Haşlak (2004-2009), Yakup Odabaşı (2009-2014) yıllarında başkanlık görevi yaparken, şimdi hizmet yarışında nöbet mevcut belediye başkanı Fatih Duruay’da. Gölbaşı’nın ilk belediye başkanı Bekir Gönenç ve ondan bayrağı devralan İbrahim Sıtkı Göçmen hakkın rahmetine kavuştular. Yaptıkları hizmetlerle Gölbaşı tarihindeki yerlerini alan başkanların yattıkları yer nurlarla dolsun. Gölbaşı tarihine ışık tutmak adına hala hayatta olan ve Gölbaşı’nda ikamet eden belediye başkanlarının yaptıkları hizmetleri, çalışmaları sizlerle paylaşmak istedik. Gölbaşı’na hizmet aşkıyla koltuğa oturan başkanlar neler yaptı? Siyasi hayatları nasıl başladı? Görevleri süresince ne gibi zorluklarla mücadele ettiler? Gölbaşı ile ilgili en büyük hayalleri neydi? Göl Haber Başkent okuyucuları için 70’li yıllardan bugüne kadar yaşanan gelişmelere ışık tutmaya çalışacak, yapılan hizmetleri başkanların söylemleri ve anlatımları ile sizlerle paylaşacağız.

 1.BÖLÜM

SİYASİ HAYATA BAŞLANGIÇ VE SEÇİM DÖNEMİ YAŞANANLAR

 İlk konuğumuz, 70’li ve 80’li yılların siyasetine damga vurmuş bir isim. Mümtaz Sarıtaş. Siyasi hayatına 1973 yılında başlayan Sarıtaş, 73 – 77 arası Reis Vekilliği, Gölbaşı’nda iki dönem belediye başkanlığı görevi yaptı. 1977-1980 ve ihtilal sonrası 1984-1989 yıllarında başkanlık koltuğuna oturan Mümtaz Sarıtaş’a o dönemleri sorduk. 2 defa başkanlık görevinden alınan ve mahkemeden beraat ile tekrar görevine dönen tek belediye başkanı Sarıtaş, anılarını anlatırken kimi zaman hüzünleniyor, kimi zaman yaptığı hizmetlerle gururlanıyor. Yüklenmiş olduğu sorumluluğun kolay olmadığını ifade eden, dönemin şartlarında Gölbaşı’na hizmet getirebilmek için birçok siyasi ve bürokrasi engelini aşmak zorunda kalan başkan Sarıtaş, ‘Ben zoru severim’ diyerek dört elle sarıldığı başkanlık görevinde o zorlukları nasıl aştığını anlatıyor bizlere. Anlatırken zaman zaman duygulanan Sarıtaş, ekibinin özverili çalışmalarını da göz ardı etmiyor. Üzüldüğü noktaların da altını çiziyor satır aralarında. ‘Kimse bilmiyor yapılanları’ diyerek hayılanıyor. Biz de bilinmeyenleri belki de unutulanları bir kez daha hatırlamak, hatırlatmak adına sözü Sarıtaş’a bırakıyoruz. İçtenlikle sorularımızı yanıtlayan Sarıtaş ile yaptığımız keyili sohbetin ayrıntılarını bölümler halinde sizlerle paylaşıyoruz.

70'li ve 80'li yıllarda Gölbaşı'nda siyasete damga vurmuş isimlerden birisiniz. Bize biraz siyasi hayatınızdan ilk dönemlerinden bahseder misiniz?

1973 yılında yapılan seçimlerle siyasi hayatıma başladım. Rahmetli ortaokul hocam ve Gölbaşı’nın 2. Belediye başkanı İbrahim Sıtkı Göçmen’in belediye başkanlığı döneminde bende CHP’den belediye meclis üyesi oldum. Yılda bir kez hem encümen, hem de reis vekilliği seçimi yapılırdı. CHP Grubu olarak nöbetleşe paylaşılan encümenliğin yanında beni 4 yıl reis vekilliği görevine layık gördüler ve ben 4 yıl reis vekilliği görevinde bulundum. Sizi siyaset yapmaya iten en önemli etken nedir? Belediye başkan adayı olmaya nasıl karar verdiniz? Bu konuda size talepler oldu mu? Aday olduğunuz o günlerde neler yaşadınız? 1973 yılında yapılan Gölbaşı Belediye Başkanlığı seçimleri için CHP’den aday olan İbrahim Sıtkı Göçmen belirttiğim üzere ortaokulda hocalığımı yapmıştı. Aday oldu, yardımımı istedi. İbrahim Bey Kıbrıs kökenli idi. Fazla tanınmıyordu. Tanınsa da o yıllarda Gölbaşı’ndan özellikle yerlilerden destek olmadan seçim kazanılmazdı. Bunu bilen göçmen beni yanında istedi ‘beraber olalım’ dedi. Bende listesinden meclis üyesi oldum. Meclis üyesi ve reis vekilliği görevlerinde bulundum.

GÖLBAŞILIYA GÖLBAŞILI OLARAK HİZMET ETMEK

O tarihlerde şirin bir belde olan Gölbaşı’nda reis vekilliği görevinde bulunmam bu toprakların çocuğu olmam ve halkın yoğun talebi, kendimin Gölbaşı ile ilgili hayalleri belediye başkanlığı düşüncemi pekiştirdi. Yapılacak seçimlerde aday olmam için muazzam bir talep ve baskı oluştu. Gölbaşı’na hizmet etmek mecburiyeti hissettim, bunu kendimde görev bildim.

77 SEÇİMLERİ VE İDDİALI ADAYLAR

Seçim atmosferine girmiştik. Belirttiğim üzere aday olmam için yoğun baskı altında idim bide tabii kendimin Gölbaşı hayalleri vardı ve CHP’ne adaylık müracaatında bulundum. Mevcut belediye başkanı, partililerimizden Erdal Eren, Ruhi Yılmaz’da aday adayı oldular.

O tarihlerde Gölbaşı küçük bir belde ve Çankaya’ya bağlı. 4 Aday adayı ortaya çıkınca Çankaya İlçe Başkanı ve yönetim kurulu beldemize gelerek aday belirleme toplantısı yaptılar. Aday olan herkesle konuştular. Zorlu bir süreçti. İbrahim Sıtkı Göçmen büyüklüğünü gösterdi ve bir önceki seçimlerde beni destekleyen bu üç öğrencimin karşılarında aday olmuyorum diyerek çekildi. Toplantıdan ön seçim kararı çıktı. Ön seçimde şansı olmayacağını düşünen Ruhi Yılmaz’da çekilince iki aday kaldık. Erdal Eren ve ben. Bağımsız adaylığı düşünen Eren ön seçime girerse aday olamayacağını bildiği için o da adaylıktan çekildi ve CHP’nin tek adayı ben kaldım. 1977 seçimlerinde karşıma bağımsız aday olarak Erdal Eren çıktı. Yapılan seçim sonucu başkanlığa seçildim. Belediye Başkanı olduğunuzda neler hissettiniz? İlk gün neler yaptınız? Seçildiğim gün büyük mutluluk ve sevinç yaşadım ama bunun yanında da daha önceden dört yıl reis vekilliği yapmış olmamın bana getirdiği tecrübe ve `Belediyecilik Anlayışı` ile ajandamda da bir yol planı vardı. Belediye başkanı olmadan önce ticaretle uğraşıyordum. Ticari hayat bana dinamik ve disiplinli olmayı öğretti. Bende bu prensiplerle Gölbaşı’na hizmet etmek istiyordum. Gölbaşı iki gölü ve başkent Ankara’nın beldesi olması sebebi ile çok kısa zamanda Ankara’nın göz bebeği bir yerleşim alanı olacaktı, bu gözüküyordu ve ben bu gelişmelere imza atacaktım. Gölbaşı’nın o dönemlerde daha gelişmemiş, eksik olan ve hizmet gitmemiş birçok alanı vardı. Tecrübem vardı. 4 yıl reis vekilliği yapmış işleyişi öğrenmiştim. Göç alan bir yerleşim alanıydık bunun yanında Gölbaşı demograik olarak birçok farklı yöremizden gelen hemşerilerimizden oluşuyordu.  Bu yüzden yapılacak ilk iş birlik ve beraberliği sağlamaktı. Mazbatayı aldığım gün balkon konuşması yapmaya karar verdim. Gölbaşı halkına şöyle seslendim; ‘Değerli Gölbaşı’lılar, değerli hemşerilerim şu andan itibaren seçilerek Gölbaşı Belediye Başkanı oldum. Bana oy veren herkese çok teşekkür ederim. Ancak bundan sonra görev yaparken, sadece bana oy verenlere değil bütün Gölbaşılılara hizmet etmeye geldim. Kapım herkese açıktır.’ Bu konuşma Gölbaşılılar arasında o dönemde başlayan beraberlik anlayışını tesis etmişti.

KOLTUĞUNA OTURMAYA DEĞİL, ÇALIŞMAYA VE HİZMET ETMEYE GELDİM

Daha sonra da etkili bir şekilde hizmet etmek için bütün belediye çalışanlarını toplayıp bir toplantı yaptım. O zaman belediyenin 100`e yakın çalışanı vardı. Bu çalışan arkadaşlarımız içinde birçok yöreden gelen hemşehrilerimiz vardı. Yaptığım toplantıda kendilerine şunu söyledim; ‘Bakın arkadaşlar birçok arkadaşımız Türkiye’nin çeşitli yörelerinden geliyor ama şu an hepimiz Gölbaşılıyız. Ben ticaretten gelen bir insanım, ticari işimi bırakıp bu koltuğa seçilerek geldim. Ben makam koltuğuna oturmaya değil, çalışmaya ve hizmet etmeye geldim. Sizlerin de aynı şekilde düşünüp, benim anlayışımla çalışmanızı istiyorum. Benim tempoma ayak uydurarak çalışan herkesin, siyasi görüşü ne olursa olsun, başımın üzerinde yeri var.  Bu tempoya ayak uyduramayacaksanız, ben size müsaade vereyim, işinizi bulun ve ayrılın. Bu konuşmadan sonra belediye çalışanları da bana cevaben şunları söyledi; ‘Başkanım biz de Gölbaşılıyız. Söylediğiniz gibi sizinle beraber gece gündüz demeden çalışacağız, zaten gelen hizmetleri biz de yapmış olacağız, yapılan hizmetlerden bizde, bizim akrabalarımız da yararlanacak, biz sizinle beraber çalışacağız’ dediler. Bu toplantının aramızda oluşan birlik ve beraberliğe büyük fayda getirdiğini gördüm.

2.BÖLÜM

Gölbaşı’nda Sarıtaş’lı yıllar…

Gölbaşı Belediye Başkanlığı döneminde ne tür hizmetlere imza atınız?

O dönemlerde Gölbaşı’nın fiziki durumu bünyesinde hem birçok sorun hem de birçok gelişme alanı barındırmaktaydı. Belediye Başkanlığına seçildiğim ilk yıllardan itibaren öncelikle sorunları çözmeye odaklı hizmet vermeyi planladım. İlk olarak 1977 yılında göreve geldiğim zaman beldemizin ilçe olması için İç İşleri Bakanlığına başvurdum ve ilçe olmasını sağladım. Daha sonrada Gölbaşı’ndaki sorunların başında içme suyu problemi gelmekteydi. Bunu çözmek için var gücümle çalıştım.

Su Sorununu Çözdük

Gölbaşı’nda yeraltı su kaynakları olmadığı için Gölbaşı halkına yeterli miktarda içme suyu sağlayamıyorduk. Bunun içinde alternatif ne olabilir diye arayışlara girmiştik. Eymir Gölü civarında 11 adet su kuyusu bulunmaktaydı. Bunların bir kısmı Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne aitti, bir kısmı da ODTÜ’ye aitti. Biz de ODTÜ üniversitesi ile temasa geçtik. Ancak ODTÜ’deki yetkililer bize suyu Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sattığı miktardan daha pahalı bir fiyata satmak istediler. Biz de doğal olarak kabul etmedik. Daha sonraları İller Bankasıyla görüşmelerimiz oldu. Yer Altı Suları Daire Başkanlığı’ndan onay almak istedik. Bu arada kuyulardan birisinin suyunun acı çıktığını ve ruhsatının ODTÜ’de olduğunu öğrendik. Bu aşamadan sonra ODTÜ rektöründen ikinci bir randevu alarak kuyunun ruhsatının devredilmesini istedik. Bunun için mütevelli heyetin toplanması gerekiyordu. Heyet akademik bir kadrodan oluştuğu için birçok üyesi yurt dışında görevlilerdi. Ama Senato Başkanı Sırrı Atalay Bey benim ricam üzerine heyeti üç ay içinde toplayarak kuyunun devrini sağladı. Bu sırada ikinci bir kuyu daha tespit ettik. Bu kuyu özel bir mülk içinde bulunmaktaydı.  Mülkiyet sahibi ile görüşerek beş bin metre karelik alanı belediyeye hibe etmesini sağladık. Böylelikle yeterli miktarda içme suyu kaynağı sağlayarak, o dönemki içme suyu problemini çözmüş olduk. Bu sorunun çözümünde rahmetli Mühhüye Köylü Veli Aslancan’dan Allah razı olsun. 5 bin metrekarelik alanı belediyemize hibe etmişti.

İmar Sorununu Çözdük

Gölbaşında imar sorunu mevcuttu. Bu noktada sıkı çalıştığımı söyleyebilirim. 110000 nüfusu kapsayan imar planı yaptık. Bu esnada birçok düzenleme gerçekleştirdik. Gecekondu tahliyesi yaptık ve alt yapı yatırımlarımız oldu. E-5 karayolu üzerinde küçük sanayiciler bulunmaktaydı. Bunları yeni sanayi sitesinde topladık. Dolasıyla beldemizin şehir görüntüsünü geliştirdik. Maliyeye ait 1 milyon 55 bin metre karelik alanı Maliye Bakanlığından kullanım hakkını alarak turizm alanı oluşturduk. Bu alan TEK lojmanları ile mezarlığın arasında kalan alandır. Ancak bu alan bize sadece turizm alanı olarak kullanılması şartı ile verildi ve başka bir amaçla kullanılamaz. Ayrıca imar planındaki tüm caddelerin ve sokakların 1,5 yıl içinde açılıp hizmete sunulmasını sağladık. Gölbaşı Kaymakamlığı’nın yanındaki arsayı sembolik bir rakamla Havsak Devlet Hastanesi’ne tahsis ettik ve hastane yapımı için destek olduk. Ayrıca Seğmenler Mahallesi’nin kurucusu olduk, yollarını dahi elimizle yaptık. Seğmenler ve Karşıyaka Mahallesi’nde iki adet cami yeri tahsisi ve yapımının başlaması için öncü olduk. Şafak ve Gazi Osman Paşa Mahallesi’ne 2 adet parkın yapılıp hizmete açılmasını sağladık. Bununla birlikte Belediye Garajı kurulması, işletme binası yapılması ve belediye makina parkı oluşturulması (kepçe, silindir, greyder ve kamyonların alınmasını) sağladık. Göreve geldiğim ilk günden itibaren Gölbaşı Belediyesi’ne benzin istasyonu kazandırma hayalim vardı. Görev sürem içinde Gölbaşı Belediyesi’ne benzin istasyonu yapıp hizmete açtım. Ayrıca ASKİ binasının arsa tahsisini yaparak binanın yapılıp hizmete girmesini sağladık.

Kanalizasyon Sorununu Çözdük

Su, ulaşım ve imardan sonra kanalizasyon sorunun çözülmesi gerektiğini düşündüm. Gölbaşı’nda o dönem düzenli bir kanalizasyon sistemi bulunmuyordu. Gölbaşı Ankara’nın tek turistik ilçesi olduğu için özellikle hafta sonları göl kenarına gelen insan yoğunluğu kanalizasyon ve ıslah ihtiyacını artıyordu. Öncelikle Mogan ile Eymir Gölü’nü birbirine bağlayan bir kanalımız vardı. Bu kanal yaz aylarında sivrisinek yuvası haline geliyordu. Devlet Su İşlerine müracaat ederek kanalın ıslahını gerçekleştirdik ve üzerini betonla kapattık. Daha sonra yine İller Bankasıyla yoğun çalışarak Gölbaşı’na kanalizasyon yapımı için Devlet Planlama Ofisine girişini yaptırdım ve 1984 yılında tekrar göreve geldiğim zaman inşaatı başladı ve görev sürem içinde inşaatı tamamlandı.

Tapu Sorununu Çözdük

O dönemlerde Gölbaşı’nda tapu sorunu vardı. Gölbaşı Eymir çiftliğine ait yedi ya da sekiz parsel üzerine kurulmuştu. Bu mülkiyet sahiplerinin çoğulda Gölbaşı dışında oturuyorlardı ve yıllar boyunca müstakil tapular parsel sahiplerinin yakınlarının ve varislerin himayesinde bölünerek müşterek hale gelmişti. Mahalleleri istimlak edip sonra vatandaşa dağıtma şansımız yoktu. Bu konu üzerinde çok düşündük ve en sonunda İmar İskân Bakanlığında Daire Başkanı olan Cahit Ulutaş Bey özel kanun çıkararak bu sorunu halledebileceğimizi söyledi.

Ondan sonra o dönem Başbakanı Sayın Turgut Özal ile görüşerek Gölbaşı’ndaki çarpık yapılaşmadan bahsettim ve durumu detaylı bir şekilde izah ettim. Bakanlar Kurulu toplandıktan sonra dönemin İmar İskân Bakanı Sefa Giray özel kanunun çıktığını bana iletti. Vatandaşlarımıza müstakil tapularını verme imkânımız doğdu. Öncelikle bir mahallede uygulamasını yaptık. Uygulamanın devamına benden sonra gelen belediye başkanı devam etti.

İhtiyaç Sahiplerine Yardımlarda Bulunduk

Gölbaşı’nda hatta Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik diyebileceğim bir şey var: Dar gelirli vatandaşlarımızın çocuklarına sünnet düğünü yaptık. Her sene üç yüz ya da dört yüz çocuğu giydirip Gölbaşı’nda bir şenlik havasında bu çocuklarımızın sünnet düğününü yaptık. Sonrasında dar gelirli ve evi olmayan vatandaşlarımıza ev yapmaları için çekiliş yolu ile iki yüz adet arsa dağıttık. Bununla birlikte şu konuya da değinmek isterim: O dönem çıkan imar af yasasıyla birlikte gecekondusu olup da tapusu olmayan dar gelirli ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza tapu tahsis belgelerini düzenlenmesi için Türkiye’de ilk olarak Gölbaşı Belediyesi’nde 1500 ila 1600 vatandaşımıza tapu tahsis belgelerini düzenledik. Daha sonradan yasa gereği tapu tahsis belgeleri tapulara dönüştü. Bir nevi dar gelirli gecekondusu olan vatandaşlarımızı ev sahibi yaptık. Ayrıca sağlık hizmetleri Gölbaşı halkına yetmiyordu ve özellikle dar gelirli vatandaşlarımız mağdur oluyorlardı. Bu sorunu çözmek için Sağlık Ocağı kurduk ve tesis ettik.

Ulaşım Sorununu Çözdük

O tarihlerde Gölbaşı’nda ikamet eden ve Ankara’da çalışan yaklaşık 1500  vatandaşımız vardı. Ulaşım özel bir şirket aracılıyla sağlanıyordu. Bu şirketin iki adet otobüsü bulunmaktaydı ve vatandaşlarımız için çok yetersizdi. Biz dört buçuk yıl içinde on sekiz adet otobüs alarak, düzenli sürelerde transit olarak ulaşımı sağladık ve mağdur olan vatandaşlarımıza yardımcı olduk.

Spor Kulübünü Kurduk

O dönemlerdeki siyasi gündemden dolayı Gölbaşı’nda sağ-sol kavgaları vardı. Gençler sürekli birbirleriyle tartışıp topluma uyum sorunu yaşıyorlardı. Gençliğe nasıl sahip çıkabilirim diye düşündüm. Gölbaşı’nda saha düzenlemesi yaptık. Ayrıca 60000 metrekarelik alanı Beden terbiyesine devrederek spor sahaları oluşturulmasına yardımcı olduk. Bununla birlikte Gölbaşı Spor Kulübü’nü kurarak gençlerimizin birbiri ile kaynaşmasını sağladık.

Pazar Yerini Kurduk

O zamanlar odun ve kömür işleri belediyenin üzerindeydi. Her yıl merkezde yaşayan halkımızın odun ve kömür ihtiyacını eksiksiz bir şekilde karşılıyorduk. Bu ihtiyacı karşılamak için odun ve kömür depoları belediyenin arkasında bulunmaktaydı. Bu depolardan dolayı alan daralmıştı ve talebe cevap veremiyordu. Bu sorunu çözmek için Bahçelievler ve Karşıyaka Mahallesi’nde iki adet pazar yeri tesbit ettik ama bu alan vatandaşlar tarafından işgal edilmiş ve gecekondu ile doldurulmuştu. Bu alanın temizlenmesi ve vatandaşı oradan çıkarmak çok zorlu bir süreçti. Biz buraları da gecekondudan temizleyerek bir hafta Bahçelievler Mahallesi’nde diğer hafta da Karşıyaka Mahallesi’nde pazar kurulmasını sağladık. Gölbaşı Belediyesi’nin arkasında bulunan alana iki bloktan oluşan bina yaparak Gölbaşı’ndaki esnafları, özellikle kasaplıkla uğraşan esnaflarımızı bir araya getirdik. Bir nevi Gölbaşı’nın ilk AVM’si denebilir.  Bununla birlikte Sümerbank ve Tekel Baş Bayiliğini getirdik. Ayrıca Gölbaşı’nı ikiye bölen Konya devlet yolu vatandaşlarımız için her zaman kazalara mahal veriyordu. Bunu engellemek için Konya Yolu üzerine 1 adet üst geçit yaptırdık.

Eğlence Mekânlarının Ruhsat Sorunu

Haymana ve Konya yolunda gayri resmi çalışan yeme ve içme mekânları bulunmaktaydı. Bu yerlerin ruhsat sorunları vardı. Bu alanlarda birçok gayri resmi ve gayri ahlaki olaylarda yaşanmaktaydı. Bunlara düzenleme getirmek istedim. Bu yerlerle defalarca görüşerek Gölbaşı halkını rahatsız eden bu olayların son bulması için var gücümle uğraş verdim. O dönemde hem belediye başkanlığı, hem jandarma hem de polislik yaptım denebilir.

Göl Islahı

Yapmak istediğim ama içimde uhde kalan bir konudur gölün ıslahı meselesi. Bununla ilgili o dönemin Başbakanı Sayın Turgut Özal ile bütçe çalışmaları üzerinde konuşmuştuk. Fakat rahmetlinin ameliyat durumları ve parti içeresindeki siyasi çekişmeler neticesinde göl ıslah çalışmaları tamamlanamadı.

Bu konunun dışında Gölbaşı Kaymakamlık Binasının ve Vergi Dairesi Binasının, Adliye Sarayı yakınına taşınmasında büyük emeğim oldu. O alanda 17 bin 103 metre karelik bir alan şahsıma aitti. Kaymakamlık binası o bölgede olunca Kara Yolları o alandaki kara yolunu genişletip yolu işler konuma getirmek istedi. Bu durumda benim gayrimenkulüme tecavüz edildi. Dur diyemedim çünkü Adliye Binası’nı öneren bendim, vatandaşları hayal kırıklığına uğratamazdım. 5 bin metrekarelik alanı alıp gerisini belediyeye bedelsiz hibe ettim.

Göreve geldiğim dönemde, Gölbaşı’nı kanser gibi sarıp vatandaşımızı bunaltan içme suyu, kanalizasyon, tapu sorunu gibi o dönemde yapılması çok zor hizmetleri o dönemin şartları içinde çözmeyi başardık.

Belediye Başkanlığı Döneminiz Boyunca Ne Gibi Sorunlar Yaşadınız? Nelerle Karşılaştınız, kısaca anlatabilirmisiniz?

O günün siyaseti ile bugünün sancaktepe escort siyaseti karşılaştırılamaz haldedir. Kanunlar, anayasa ve kurallar çok daha ölçülüydü. Daha temiz siyaset ortamı vardı diyebiliriz. Çok zorluklarla karşılaştım. Bir gün o dönemin Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, TOKİ’ye giden bölgede hazineye ait 1500 dönümlük bir alanda imar değişikliği yaparak kooperatif kurup yakınlarına ve yandaşlarına dağıtmak istemişti. Ben haksız kazanç düşüncesi ile hareket etmediğim için bu fikre karşı çıktım ve Gölbaşı halkının yüksek yararını düşünerek o başkan yardımcımızla ters düşerek Gölbaşı’nı korudum. Başka bir Genel Başkan Yardımcısı da Haymana yolunun girişinden Haberal Oteline kadar uzanan yolun kuzeyine düşen bölgede arsa toplayalım şeklinde teklifte bulunmuştu ve siyasi baskı yapmıştı. Bu çok geniş bir alandı ve tarım bölgesi olduğu için ucuza arsa toplayıp daha sonra imar değişikliği yaparak getirim sağlamak istemişti. Hatta bunu bana bile beyan etti. Bunların hiç birisini kabul etmedim ve Gölbaşılılar için bütün zorluklara göğüs gerdim. Bunun dışında o dönemki başka bir Bakanımız Beden Terbiyesinin bulunduğu alanda imar değişikliği yaparak bu alandan arsa toplayarak getirim sağlamak istedi. Bu talebede şiddetle karşı çıktım.

Ankara Valiliği o dönemde Vilayetler Evinin yanında Yunus Ensari’nin şahsi arsasının üzerine tenis kortu yapmak istemiş hatta inşaatına başlamıştı. Doğal olaraktan bu şahıs belediyeye başvurdu. Bu başvuru üzerine defalarca Valilikle konuşarak inşaatın durdurulmasını talep ettim ama ne yazık ki kort yapımı devam etti. Mecburen belediye olarak bu inşaatı durdurdum. O zamanki Ankara Valisi ile ters düşerek tepki aldım ama hem etik olarak hem de kanuni olarak doğru olanı yaptım.

Ayrıca şu konuyada değinmek isterim: Gazi Üniversitesinin fosseptik çukurları vardı. Yer altından sızdırdığından etrafı sazlık hale gelmişti. Gazi Üniversitesi’nin rektörüyle görüştüm. Encümenden ve belediye meclisinden karar aldım ve Gazi Üniversitesi rektörlüğüne bu kararı tebliğ ettim. Ancak bir sonuç elde edemedim. Tam da o dönemde gazeteler sürekli bu çukurlarla ilgili manşetler atıyorlardı. Belediye olarak halk nezdinde mahcup oluyorduk. En sonunda bu çukurların ana logarına beton dökerek logarları kapattım. Ankara`da yer yerinden oynadı.

Ben CHP’den bir dönem reis vekilliği, bir dönemde belediye başkanlığı yaptım. Daha sonra ülkede ihtilal oldu ve bende 1980 Eylül’ünde ticaretime geri döndüm. Ben çalışkan ve tuttuğunu koparan bir insanım. İki dönemde de aday olduğumda hem sağ görüşlü ile hem de sol görüşlü insanlar ile görüşmelerim oldu. Bu Anavatan Partisi içindeki bir takım kişileri ve grupları rahatsız etti.

İmam Hatip Lisesini yaptım, üç tane cami yapılışına yardımcı oldum. Hizmetlerim çarpıtıldı. Benim soldan gelmem parti içeresindeki sağ görüşlü grupları rahatsız etti. Belirli talepleri oldu ama hep dik durdum Gölbaşı için.

Gölbaşı’nı geliştirmeyi ve canlandırmayı hedefledim hep. İki Genel Başkan Yardımcısı ve Bakanının Gölbaşı’nda getirim sağlama taleplerine ve valiliğin kanun dışı inşaat girişimine engel olmam, parti içinde aleyhimde büyük bir siyasi propagandaya sebep oldu. Hatta Sayın Semra Özal’ın Dedeman Otel’de yaptığı bir toplantıda Basından Sorumlu Genel Başkan Yarımcısı masama gelerek eşimin yanında bana ‘1 ay içinde Gölbaşı’nda çok büyük bir yangın başlayacak, bunları söndürmeye senin itfaiyelerin bile yetmez’ diyerek beni tehdit etti ve benim görevden alınma sürecim başlamış oldu. Bu sırada hakkımda asılsız dedikodular yaydılar ve gazeteler yalan haberler yaptılar. Ancak yılmadım. Görevden alındım ama 1987-1988 yılında Danıştay kararıyla geri döndüm. Ben görevden alınmışken İç İşleri Bakanlığı üç tane başmüfettiş yolladı. 30 gün çalışma yaptılar. O dönemki Ankara Valisi günde iki defa müfettişleri arıyordu. Sadece belediyenin bir açığını bulmak için. Ama hiç bir şey bulamadılar ve görevime geri döndüm ama 23 gün sonra tekrar görevden aldılar. Tekrar Danıştay’a müracaat ederek, 6 ay içinde tekrar görevime başladım ve en sonunda görevimi normal süremde tamamladım. Bu nedenden dolayı alnım açık bir şekilde halen Gölbaşı’ndayım. Görevde bulunduğum 2 dönem boyunca borçlu olarak devir aldığım belediyeyi borçsuz olarak teslim ettim. O dönemde hiç bir belediye çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemezken, ben görevde bulunduğum 2 dönemde de belediye çalışanlarının hem maaşlarını hem de SSK-emekli sandığı primlerini eksiksiz, tam ve zamanında ödedim. Rant sağlamak için hakkımda oluşan yoğun siyasi baskıya rağmen ne Gölbaşı halkının hakkını ne de Gölbaşı Belediyesi çalışanlarının hakkını kimseye yedirmedim.

O günlerden bugüne Gölbaşı’na baktığınız zaman gözünüze çarpan değişiklikler nelerdir?

Öncelikli olarak nüfus artışı ve demografik değişikliği diyebilirim. Eskiden belediyelerin elindeki silivri escort imkânlar çok kısıtlıydı. Bizler imkânsızlıklar içinde hizmet vermeye çalıştık. Ama daha sonra belediye imkânları genişledi. Örneğin, emlak vergisi ve imar uygulamaları belediye gelirlerine bağlandı. Ayrıca yapılaşma çok arttı. Gölbaşı’nı daha ileriye götürmek tamamıyla yetkililerin elinde. Ancak üzülerek söylüyorum Gölbaşı’nı ileriye götürecek çalışmalar gereğince yapılmıyor. Ayrıca şu konuya da değinmek isterim; belediye başkanlığım döneminde mülkiyetini ciddi zorluklara rağmen çok emek harcayarak belediyemize kazandırdığım benzin istasyonu, mülkiyeti petrol ofisine ait olan Konya Karayolu üzerinde ve heyelan bölgesinde bulunan ve ayrıca imar çekme sınırları uygulandığında kullanım alanı kalmayan bir saha ile takas yapılmıştır. Bu takas sonucunda belediye hem ticari bir mülkü kullanılmayan bir alanla takas ettiği için büyük bir maddi zarara uğramış hem de benzin istasyonu belediyeye her ay düzenli 25000 ila 30000 TL arasında gelir getirdiği için belediye aylık önemli bir gelirden mahrum olmuştur. Biz bu benzinlik alanı için ne mücadeleler vermiştik. Rahmetli Örencik’li Hüseyin Koç’tan Allah razı olsun. 5 bin metrekarelik arsasını belediyemize hibe etmişti. Bu takası yapanlara soruyorum, hiç mi içleri sızlamıyor, hiç mi vicdanlarına dokunmuyor? Ben bir Gölbaşılı olarak Gölbaşı halkı adına derin üzüntü içindeyim. 

Ben yaptığım hizmetleri kamuoyuyla paylaşmadım. Nasılsa bunu halk görür diye düşündüm. Şimdilerde en ufak bir hizmet yapılsa bu gösterişli açılışlarla ve sanatçılar getirtilerek yapılıyor. Ve bunlar içinde para harcanıyor, israf yapılıyor. Ben bu gibi israf ve kayıplardan dolayı üzüntü yaşamaktayım.

Şuan Gölbaşı adına neler yapılabilir?

En önemlisi imar planıdır. Bu konu üzerinde dursunlar özellikle. Turizm, otelcilik ve yeme-içme sektörleri geliştirilmelidir. Yaklaşık 1 milyon metrekarelik alanın yani 4 nolu parselin imara uygun turistik rekreasyon alanı olarak hizmete açılması gerekmektedir. Doğal olarak bu atılımları yapmadan öncede gölün temizlenmesi büyük önem arz etmekte. Ayrıca yıkılan belediye arsasının ticari bir beklentiye girmeden ilçemizdeki otopark ihtiyacını çözebilecek, yer altına 4-5 kat inerekten, otopark olarak yapılmasını ve üst kısmınında kamu yararına uygun bir şekilde değerlendirilmesi taraftarıyım. Her şeyden önce de hizmet sevgisi mühimdir. Başarının birinci derece sırrı bana sorarsanız o işi sevmektir ve iyi bir ekiple çalışmaktır.

Tüm bu hizmetleri yaparken zorlandığınız, sıkıntıya düştüğünüz konular neler?

Kamu hizmetinin en zor yanı bazen toplum yararına olan hizmetler için dostunuzu, akrabanızı ve sevdiklerinizi karşınıza almak ve kırmak zorunda kalıyorsunuz. Örneğin Eğmir Gölü’nün içinde bulunan su kuyusundan suyu Gölbaşı’na getireceğiz, yani Su ishale hattını çekeceğiz. Ama vatandaşın mülkiyetinin içinden geçmek zorundayız. Bu olay şimdi bile çok zor. Biz o tarihte bunu belediyemize hiçbir külfet getirmeden yapmıştık. Besiciler ve tuğla fabrikaları da zorlu bir süreçti. Hayvanların pislikleri, tuğla yapımında kullanılan balçığın çıkarılması, çıkarılan yerlerin doldurulmayıp göletlere dönüşmesi büyük sıkıntı idi. Sahipleri Gölbaşı’nın ileri gelenleri ve siyasi nüfuzlu kişilerdi. Zorlu bir mücadele sonunda Gölbaşı’nı bu sıkıntılardan da kurtarmayı bildik. Herşeye rağmen Gölbaşı ve Gölbaşılılara hizmet etmek çok güzeldi. Geriye dönüp baktığımda yaptığım hizmetlerle gurur duyuyorum.

Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

Gölbaşılılar her şeye layık insanlardır. Gölbaşı halkı birbirinden farklı olduğu zamanlarda bile birbiriyle uyum içeresinde olan insanlardır. Bu yüzden Gölbaşı doğal nüfus artışı ile büyümelidir diye düşünüyorum. Rant düşüncesinden uzak, Gölbaşı sevgisi ile hizmet verilmelidir. Bu konular çok detaylı konular. Ben her zaman kendi tecrübelerimi Gölbaşı halkıyla paylaşmaya hazırım. Önceki dönemlerdeki yapmış olduğum hizmetlerle ilgili ya da bugünün şartlarında yapılması gereken hizmetlerle ilgili görüş sultanbeyli escort telakkisinde bulunmak isteyen herkese kapım açıktır. Görevden alındığım süre boyunca iki Genel Başkan Yardımcısı ve bir Bakandan dolayı hakkımda çıkan olumsuz haberlerle oluşan olumsuz süreçle ilgili daha detaylı bilgi almak isteyen vatandaşlarımıza her zaman karşılıklı görüşmeye açığım. Teşekkür ederim.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve golhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.