CHP Gölbaşı İlçe Başkanlığı Yargıtay 3. Dairesi'ne ‘Anayasa Kitapçığı’ gönderdi

CHP Gölbaşı İlçe Başkanlığı'nda yapılan basın açıklaması öncesinde bir konuşma gerçekleştiren CHP Gölbaşı İlçe Başkanı Nazım Sağlam, Yargıtay 3. Dairesi'nin kararının “Hukuku rafa kaldırmak ve Demokrasiyi hiçe saymak olarak” değerlendirdi.

“YARGITAY 3. DAİRESİ'NE ANAYASA KİTAPÇIĞI GÖNDERME EYLEMİ YAPTIK”

Başkan Sağlam “CHP Gölbaşı İlçe Başkanlığı olarak, Yargıtay 3. Dairesi'ne Anayasa Kitapçığı gönderme eylemi yaptık. Gölbaşı PTT’sinden bir adet Anayasa Kitapçığı'nı Yargıtay 3. Dairesi'ne gönderdik. Vakitleri olursa Yargıtay 3. Dairesi Üyeleri'nin bu kitapçığı okumalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

Basın açıklaması metnini CHP Gölbaşı İlçe Başkan Yardımcısı Volkan Hidayet Elüman okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Değerli basın mensupları, Bildiğiniz gibi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin bir kısım üyelerince, Türk hukuk tarihine “hukuk sistemini ortadan kaldırma girişimi” olarak geçecek, hukuken ve vicdanen kabulü mümkün olmayan bir garabete imza atılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile, halk tarafından seçilmiş Hatay Milletvekili Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesi gerekirken; hem Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasına, hem de Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir. Hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında okutulduğu üzere; Anayasamızın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu, ve yasama, yürütme ile yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri, özetle herkesi bağladığı kesin olarak bildirilmiştir. Dolayısı ile, Anayasa Mahkemesi kararlarının gereğini yerine getirmek bir tercih değil, herkes bakımından bir zorunluluktur. Aksi davranış, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na meydan okumak, anayasayı tanımamak, ayaklar altına almaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir “hukuk” devletidir. Ama burada bahsedilen“hukuk” elbette ki “siyasallaşmış hukuk” değildir. Son günlerde ülke gündemi hukukun çürümüşlüğü iddiaları ile çalkalanırken, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin bir kısım üyelerince verilen bu kararla, toplumun hukuka inancı maalesef kalmamıştır. Yargı uygulayıcıları, adaleti sağlamakla yükümlü oldukları gibi, toplumun hukuka güvenini de sağlamak zorundadırlar. Biliyoruz ki; kötü kanunlar iyi uygulayıcıların elinde en iyi kanun; en iyi kanunlar ise kötü uygulayıcıların elinde en kötü kanun haline gelirler. Bu nedenle; yargı mensuplarını bu sorumluluklarının farkında olarak, sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerini bekliyoruz.

Elbette ki biliyoruz, ülkemizde hukukun güvencesi olan sayısız hukukçu var. Tüm hukukçuları, hukuksuzluklara karşı fikir beyan etmeye, ses çıkarmaya davet ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, her zaman olduğu gibi tüm gücümüzle hukukun ve hukuku savunanların yanında olacağız. Tüm bunlarla birlikte, sarayın danışmanlarından biri, hiçbir temeli olmayan, milli yargı/milli olmayan yargı tartışmasını ortaya atmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası tektir. Eğer millilik aranıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na uyulup uyulmadığına bakılması gereklidir. Şayet bir turnusoldan bahsediliyorsa, o turnusol anayasamızdır. Sayın Genel Başkanımızın çağrısıyla, yargı krizini gündemde tutmak için Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nu terk etmeme eylemine başlamıştır. Selam olsun Gazi Mecliste hukuksuzluğa direnenlere, selam olsun duruşma salonlarında, adliye koridorlarında, hukuk fakültelerinde hukuk mücadelesi verenlere, selam olsun evde, okulda, işyerinde, sokakta hukuka inancını kaybetmeyenlere..

Hukuku ve hukukun üstünlüğünü savunmaktan korkmayın, biz varız. Cumhuriyet Halk Partisi örgütleri olarak tüm adaletsizliklere meydan okuyacak kadar güçlüyüz. Ülkemizde hukukun üstünlüğü tesis edilene kadar mücadeleye devam edeceğiz.” dedi.