Gölbaşı Belediyesi Kasım Ayı Meclis Toplantısı Gerçekleştirildi
Gölbaşı Belediye Meclisi Kasım ayı olağan toplantısı ilk oturumu Oğuz Kaan Tanrıverdi'nin başkanlığında gerçekleşti.
Oğuz Kaan Tanrıverdi başkanlığındaki toplantıda, bir önceki birleşime dair meclis tutanak özetleri oylandı. Başkanlık yazılarının okunup gündeme alınmasından sonra üyelerin verdiği önergeler okundu gündeme alındı.
Nevzat Dulkadir “NEDEN VE NİÇİN 29 EKİM?”
Mecliste gündem dışı söz alan MHP Gölbaşı Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Nevzat Dulkadir, sözlerine İzmir'de meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralanan vatandaşlara acil şifalar dileyerek başladı.
Nevzat Dulkadir, geçtiğimiz günlerde hayatlarını kaybeden MHP’li eski bakan Osman Durmuş, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, Eski AK Parti Milletvekili Burhan Kuzu ve Kovid- 19 sebebiyle hayatını kaybeden belediye personeli Atilla Aygören’ e Allahtan rahmet ve ailelerine baş sağlığı diledi.
Dulkadir yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: "Atatürk Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedenini böyle anlatır. Atatürk 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi ile her anlamda teslimiyet içine girmiş kendi tabiri ile esarete uğramış milletin kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna 5 yıl cevabı vermek istemez. O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek istemiştir. Mustafa Kemal Atatürk mağrur ve galip devletlere ben 30 Ekim’i, Mondros’u tanımıyorum sizden bir gün öndeyim siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız demiştir. Neden ve Niçin 29 Ekim? Her yıl 29 Ekim’de Cumhuriyet’i kutluyoruz da acaba hiç niçin Cumhuriyet 29 Ekim’de ilan edildi diye merak ettiniz mi? Cumhuriyetin ilanı için 29 Ekim’in seçilmesinin çok anlamlı bir nedeni var. Cumhuriyetin ilanından 2 yıl sonra yani Ekim 1925’te Fahrettin Altay Paşa Çankaya’da Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru vardır. Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti neden 29 Ekim’de ilan etmiştir. Neden 27 Ekim veya 1 Kasım değil? Çankaya kökünde yemek sonrası Atatürk’ün yanına gider ve “Paşam benim dikkatimi çekmiştir. Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüf müdür? 3 gün evvel veya 5 gün sonra da olabilirdi” der. Bunun üzerine Atatürk şunları söyler; Mütarekenin ilk günlerini hatırlarsın. Mütareke 30 Ekim 1918’de imzalandı. Vatan parçalanmış, istilaya uğramıştı. Peki 30 Ekim 1918’den bizim İzmir’e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922’ye kadar kaç yıl geçti? 4 yıl. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan ettik. Bu mazlum millet kendisinin hakkı olan yere ulaşmıştır. Çektiğimiz acıların, sıkıntıların en büyük mükafatı işte budur. Bütün dünya bunu görmüştür. Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası günlerdeki çektiğim azabı bilirsin. Mondros 30 Ekim’dir, Cumhuriyet 29 Ekim. İşte bu da, Mazlum bir milletin ahıdır. Sanırım o zamanki devletler bunu anlamışlardır.” Atatürk bir an durur elini masanın üzerine koyar ve “ Deyiniz ki bu tarihten silinmek istenilen bir milletin öcüdür” Atatürk Cumhuriyet ilanı için 29 Ekim tarihini seçmesinin özel nedenini böyle anlatır. Atatürk 30 Ekim 1918’de imzalanan mondros mütarekesi ile her anlamda teslimiyet içine girmiş kendi tabiri ile esarete uğramış milletin kaç yıl bu esaret altında kaldığı sorusuna 5 yıl cevabı vermek istemez. O nedenle 4 yıl 364 gün sonra Cumhuriyeti ilan ederek bir ifadeyi kesinleştirmek istemiştir. Mustafa Kemal Atatürk mağrur ve galip devletlere ben 30 Ekim’i, Mondros'u tanımıyorum sizden bir gün öndeyim siz 29 Ekim’i tanıyacaksınız demiştir. Buradan başta Atatürk olmak üzere ve silah arkadaşlarına vatanın bölünmez bütünlüğü için şehit olan güvenlik güçlerimize Allahtan rahmet dilerken Gazilerimizde acil şifalar diliyorum. Cumhuriyetimizin 97’nci yılı kutlu olsun" dedi.
Özgür Ökmen: "1999'DAN BERİ YAŞADIĞIMIZ ÇOK CİDDİ ACILAR OLDU"
Mecliste gündem dışı söz alan CHP Gölbaşı Belediye Grup Başkanvekili Özgür Ökmen İzmir'de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralanan vatandaşlara acil şifalar diledi. Türkiye’nin deprem gerçeğinin farkında olması gerektiğini belirten Ökmen, devletin gerekli birimlerinin bu konuda taviz vermeden gerekli önlemleri alması gerektiğinin altını çizdi. Gölbaşı içinde uyarılarda bulunan CHP Gölbaşı Belediye Grup Başkanvekili Özgür Ökmen “Gölbaşı’nda ki gölün tarihine baktığımızda tektonik ve doğal bir göldür. Yani deprem olduktan sonra burada bir set oluyor ve göl oluşuyor. Gölbaşı’nda da 3. Jeolojik dönemde meydana gelen bir deprem söz konusudur. Bizim görevimiz aslı olarak yaşama tutunan insanlara sahip çıkmaktır.
Bu noktada Gölbaşı Belediyesi olarak, İmar Müdürlüğü, Fen İşleri ve Şehir Bölge Plancıları ile bir etüt çalışmasının gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda bütün gruplar burada önerge verdiler. Bizde CHP grubu olarak önergemizi temsil ettik. Her türlü çalışmaya destek vermeye hazırız” dedi.
Osman Karaaslan: “DEPREMİN DİNİ, PARTİSİ, IRKI VE DİLİ YOKTUR”
Mecliste gündem dışı söz alan AK Parti Gölbaşı Belediye Grup Başkanvekili Osman Karaaslan, sözlerine İzmir'de meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralanan vatandaşlara acil şifalar dileyerek başladı. Karaaslan: "Depremler ülkemizin kaçınamayacağı bir gerçek, çünkü fay hatları ülkemizin üzerinden geçmektedir. Deprem yönetmenlikleri ile ilgili bir çok düzeltme yapıldı. Hem AK Parti hükümeti hem de önce ki hükümetler tarafından. Bundan sonrada bu çalışmalar yapılmaya devam edecektir. Ülke olarak bir kez daha gördük ki depremin dini, partisi, ırkı ve dili yoktur. Hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız. İyi günde kötü günde hep birlikte oluyoruz. İzmir depreminde bunu bir kez daha kanıtladık. Millet olarak inşallah bir daha böyle acılar yaşamayız. Bundan sonraki süreçte bu birlik ve beraberliğimizi devam ettiririz” dedi.
Fikret Bahadan: "HAK ARAMA KÜLTÜRÜNDEN GELEN BİR ARKADAŞINIZIM"
CHP Gölbaşı Belediye Meclis Üyesi Fikret Bahadan ise "İzmir'deki yaşanan depremde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yaralanan vatandaşlarımıza sağlık diliyorum. Şuan yaşadığım iki tane olay var. Biri deprem biri hastalık ülkemizde ciddiye alan yok bana bir şey olmaz deyip es geçtiğimiz süre içerisinde bir çok bedeller ödeyeceğimizi çok net bir şekilde görüyorum. Hem salgın konusunda hem deprem konusunda insanların yaşamsal olarak baktığı konuda ciddi ciddi bunların önlemlerini almamız lazım. 1 Temmuzda bu kürsüden bir konuşma yaptım. Belediye meclis üyelerinin özlük hakları ile ilgili bu kamuoyunda farklı algılanmaya başlandı. Farklı eleştirilere de maruz kaldım. Ben 45 yıldır siyasi hareketin içerisinde olan bir vatandaşım 25 yıl sendika faaliyetleri içerisinde olan aktif bir sendika sürecim var. Hak arama kültüründen gelen bir arkadaşınızım bulunduğum her noktada ve toplumda örgütlü yaşamayı öne çıkartmayı hedef edinen insanlardan biriyim. Benim hedefim ben değil bizlerin daha rahat paylaşarak, birleşerek örgütlenme mücadelesi içerisindeyim. Benden önceki belediye meclis üyeliği yapmış il genel meclis üyeliği yapmış arkadaşlarımızın başlatmış olduğu yaklaşık 10 - 15 yıldır Türkiye Meclis Üyeleri Birliği diye bir birliği oluşturmuşlar ben emekliyim benim özlük hakkım değil genç arkadaşlarımız var. 2 dönem 3 dönem meclis üyeliği yapan arkadaşlarımız var. Burada bir arkadaşımız hastalansa başına bir iş gelse hastaneye gitse sosyal hakları olmadığı için bir sürü mağduriyet teşkil edecek. Bunları birleşerek bütünleşerek bizim özlük haklarımızı kazanmamız noktasında bu işin arkasını bırakmayacağım. İşin özü muhtarlar bizim gibi çalışmalarına rağmen çok ciddi sıkıntılara girdiler örgütlenerek kendilerine özlük haklarını kazanma haklarını elde ettiler. Bizlerde özlük haklarını kazanabilirsek bununla ilgili ortak bir mücadele alanımız var. Beni eleştirenler için geri adım atma gibi bir şey yok. Pandemiden dolayı çalışmalarımıza ara vermiş durumdayız. Çalışmalarımız devam edecek bunu her platform da her noktada dile getireceğim. Bu işin arkasında olacağım" dedi.
Sinan Acar: "CUMHURİYETİN İLANI ULUSUMUZUN ŞANLI TARİHİNDEKİ EN ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTALARINDAN BİRİDİR"
Mecliste gündem dışı söz alan CHP Gölbaşı Belediye Meclis Üyesi Sinan Acar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhuriyet’in anlam ve önemine dair bir konuşma gerçekleştirdi. Acar: "Cumhuriyet, her şeyini kaybetmiş olan bir milletin Ulusal bağımsızlığını kazanabilmek için giriştiği Milli Mücadelenin sonucunda elde ettiği büyük bir zaferin sonucudur. Cumhuriyet, bağımsızlığından önün vermeyen, Atatürk İlke ve Devrimlerini gönülden benimseyen, Türk Ulusunun soylu kişilik özelliklerinin bir yansımasıdır. Cumhuriyet, bizim için sadece bir yönetim şekli değil aynı zamanda tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesi, toplumsal ve siyasal değişim projesidir. Cumhuriyet ulusumuzun çağdaş dünyada hak ettiği yeri alma azminin göstergesidir. Cumhuriyet korumamız ve ödün vermeden yaşatmamız gereken en değerli varlığımızdır. Cumhuriyet ulusumuzun bağımsızlık ve hürriyetinden asla taviz vermeyeceğinin ifadesidir. Cumhuriyet birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimizde olmaz denilebileni başardığımızın kanıtıdır. Cumhuriyet toplumu ulus, bireyi yurttaş kavramına yükselten bir aydınlanma devrimidir. Cumhuriyetin ilanı ulusumuzun şanlı tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biridir. Cumhuriyet yüceltmenin ve bir refah toplumu yaratmanın sorumluluğu hepimizin ortak paydasıdır. Cumhuriyeti korumak ve gelecek nesillere taşımak asli görevimizdir. Bu tarihi gün bizi biz yapan ortak değerlerimiz etrafında her zamankinden daha güçlü bir şekilde kenetlenme günüdür. Ortak paydamız Atatürk’ün en büyük eseri olan Demokratik ve Laik Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatmaktır. 29 Ekim bir doğuşun bir devrimin kısacası bir mucizenin yıl dönümüdür... Ulusumuzun Cumhuriyet Bayramı Kutlu olsun... Ne Mutlu Türküm Diyene..." dedi.
Uğur Mirza: “DEPREMİN ÜSTESİNDEN GELMEMİZ İÇİN TOPLUM OLARAK BİLİNÇLENMEMİZ GEREKİYOR”
Mecliste gündem dışı söz alan MHP Gölbaşı Belediye Meclis Üyesi Uğur Mirza’da , sözlerine İzmir'de meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralanan vatandaşlara acil şifalar dileyerek başladı. Türkiye’nin deprem haritası üzerine bir konuşma gerçekleştiren Mirza, "Yaşadığımız coğrafya olan güzel Anadolu’muz maalesef dört bir yandan yıkıcı fay hatları üzerindedir. Pimi çekilmiş bir el bombası üzerinde olduğumuzun hepimizin bilmesi gerekmektedir. Ülkemize bugüne kadar 1947, 1953, 1961, 1968, 1975, 1998 ve 2007 olmak üzere 7 kez revize edilen deprem yönetmenliği kullanılmaktadır. Son olarak 18 Mart 2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanan ve 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren deprem yönetmenliğini kullanıyoruz. Depremin üstesinden gelmemiz için toplum olarak da bilinçlenmemiz gerekiyor. Yıkılan binalara baktığımızda dükkan cephesinde ki kolonların kesilmiş olduğu ve inşaatta kullanılmaması gereken malzemelerin kullanılmış olduğunu görmekteyiz” dedi.
Konu ile ilgili başından geçen bir olayı anlatan Mirza, vatandaşların bu konuda yeterli dikkati ve önlemi kendi yaptıkları yapıya dahi gösteremediklerini söyledi. Ankara’nın deprem riskine karşıda uyarılarda bulunan Mirza “Hep bilinen bir yanlış var Ankara deprem bölgesinde değil diye ama maalesef öyle değil. Evet Ankara ciddi deprem riski olan bir fay hattının özerinde değil ama Ankara’nın etrafında yıkıcı fay hatları var. Geçmişte yaşanan Bolu ve Çankırı depremlerde olduğu gibi o bölgede yaşanan bir deprem Ankara’yı da etkilemektedir. Bizde bir deyim vardır. Deprem öldürmez ama ihmal ve cehalet öldürür. Depremlerle bulunduğumuz coğrafyada yaşamak zorundayız. Bütün dünya bunu çözdü biz hala çözemedik. İnşallah bunu en yakın zamanda çözeriz" dedi.
MHP Gölbaşı Belediye Meclis Üyesi Uğur Mirza, son olarak vefat eden amcası Kemal Mirza’nın cenazesine katılan ve taziye dileklerini ileten tüm dostlarına teşekkür etti.