Dünden Bugüne Gölbaşı Erdal Eren ve siyasi hayatı
Dünden Bugüne Gölbaşı Erdal Eren ve siyasi hayatı
‘Dünden Bugüne Gölbaşı’ yazı dizisinin ikinci konuğu Erdal Eren.
‘Dünden Bugüne Gölbaşı’ yazı dizisinin ikinci konuğu Erdal Eren.
Gölbaşı’na hizmet aşkıyla koltuğa oturan başkanlar neler yaptı? Siyasi hayatları nasıl başladı? Görevleri süresince ne gibi zorluklarla mücadele ettiler? Gölbaşı ile ilgili en büyük hayalleri neydi? Göl Haber Başkent okuyucuları için 70’li yıllardan bugüne kadar yaşanan gelişmelere ışık tutmaya çalışacak, yapılan hizmetleri başkanların söylemleri ve anlatımları ile sizlerle paylaşacağız. Konuğumuz 2 dönem Belediye Başkanlığı yapmış olan mimar Erdal Eren.
‘Dünden Bugüne Gölbaşı’ yazı dizisinin ikinci konuğu Erdal Eren. 1944 Artvin doğumlu olan Erdal Eren 1989-1994 yılları arasında iki dönem Gölbaşı Belediye Başkanlığı yaptı. Eren’in Gölbaşı yılları ailesinin 1955 yılında Artvin’den Gölbaşı’na göç etmesiyle başladı. Öğrencilik yıllarında siyasete ilgi duyan Erdal Eren’in bu duygularının pekişmesi ise 1957 yılında CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ile karşılaşması ile filizlendi. Mimar olan Gölbaşı Belediye Eski Başkanı Erdal Eren, o yılları özlemle anlatıyor.
1.BÖLÜM
Başkanım bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1944 yılında Artvin’de doğdum. Mimarım. 1968-1989 yılları arasında Türkiye Petrolleri A.O Kırıkkale Orta Anadolu Rafinerisi Batman Bölge Müdürlüğü yaptım. 1989-1999 yılları arasında Gölbaşı’nda 2 dönem Belediye Başkanlığı görevini yürüttüm. 1991-2006’da Gölbaşı Çevrekent Koop. Birliği Genel Başkanlığı, 1992-1999’da İç Anadolu Belediyeler Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği, 1993-1995’de Gençlerbirliği S.K Yönetim Kurulu Üyeliği, 1999-2003’de de Türkiye Petrolleri A.O Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım.
1955 yılında ailece Artvin’den Gölbaşı’na göç etmişiz. Gölbaşı’nın nüfusu o yıllarda 200-300 civarındaydı. 30-40 aileyi geçmezdi. İnsanlar birbirini tanır, bayramlarda aileler birbirinizi ziyaret ederek bayramını kutlardı. Erdal Eren olarak bu küçük kasabada ailemizle, eğitimimizle, çevremizle şekillenmeye ve mücadeleye başladık. Bizim evimiz 15. evdi. Yaz aylarında su, gazoz satar, tuğla ocağında harman tuğlası istif ederdik.
Çocukluğumu doya doya yaşayamadım. Rahmetle andığım babam, Okumamız gerekliliğini her fırsatta hatırlatır, ‘Ben sizi Artvin’den Ankara’ya okuyasınız diye getirdim’ derdi. Babamın kahvesi vardı. Bazen ona yardımcı olurdum. Bir gün hamam önünden bağlama aldım kahve astım. Babam görünce kızdı. ‘Sen okuyacaksın’ dedi. Ben de bağlamayı sattım. O dönemlerde Tarım Kredi Kooperatifine dilekçe verdim çalışmak için ve işe alındım. Babam yine kızdı ve ‘okuyacaksın’ dedi. O zaman anladım babam okumam da ısrarlı. Böylece mücadelem başladı. Mücadele etmeden hedefine ulaşamazsın.
İnsanlar topluma faydalı olmak için makam mevki ile kendini topluma kabullendirmeye çalışır. Ben daha zorunu seçtim. Öğrencilik yıllarımda ‘Gölbaşı’na neler kazandırırız’ diye arkadaşlarla mücadele ederdim.
Sizi siyaset yapmaya iten en önemli etken nedir? Bir siyasi idolünüz var mı?
Siyasi idolüm Artvin Senatörü Av. Fehmi Alpaslan idi. Genç bir siyasetçi ve hatipti. O kürsüde konuşurken dikkatle izlerdim. Gölbaşı’nda siyasetle uğraşan Mehmet Karakaş, Muammer Baydar, Ali Osman Aksakal, Mehmet Sezer (kel) vardı. Bu isimler CHP’liydi. DP’li Nurettin Beli, Muhtar Şevket, Hüseyin Erdoğan (tenekeci), Hacı Dayı (kör hacı), İhsan dayı vardı. Erdal Eren olarak CHP’nin amigosuydum. 1957 yılı genel seçimlerinde CHP’nin afişlerini asardım, seçmen kartlarını dağıtırdım.
1957 yılında CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün Haymana dönüşü Gölbaşı’nda Mehmet Karakaş’ın kahvehanesinde bir konuşma yaptı. Bende o zaman gidip elini öptüm ve belleğime siyaseti kazdım. 13 yaşından bugüne kadar siyasetin içindeyim.
Aslında her insan siyasetçi doğar. İnsanı zamanla aile, eğitim, çevre etkiler ve şekillendirir. Bazı insanlar zorluğu hiç sevmez, işin kolayını tercih eder. Beni siyasete iten en önemli etken birden oluşmadı. Hedeflerim vardı. Birinci görevim okumak, yüksek tahsilimi tamamlamak ve iş sahibi olmaktı. Ama diğer taraftan da siyasetçilere yakın olmayı düşünürdüm. Ulus-Cumhuriyet Gazetelerini ortaokul sıralarının gözünde taşırdım. Ortaokul bitince Gölbaşı Gençlik isminde tek sayfa bir gazete çıkarma hayalim de vardı. Harçlığımdan biriktirdiğim para ile ismini kazandırdım. Ama o zamanlar, bugünkü olanaklar yoktu başarılı olamadım. Kaldı ki gazeteci olmak kolay değildi.
O dönemlerde lise yoktu Gölbaşı’nda. Zor şartlarda eğitim gördünüz. Bize biraz o yıllardan bahseder misiniz?
Ortaokulu bitirdik. Ankara’da okumak için ulaşım araçlarına ihtiyaç vardı. Muhtar Mehmet Karakaş’ın yanına gittik. ‘Ankara’ya gidiş gelişimiz zor oluyor ne yapalım?’ diye sorduk. O da ‘İmza toplayın. Ankara Belediye Başkanı Halil Sezai Erkut’a gidin, belki otobüs tahsis eder’ dedi. 300 imza topladık. Başkana gittik, durumu anlattık. Yıl 1962. ‘Olmaz’ yanıtını aldık. ‘Gölbaşı Belediye hudutları dışında, kaza olursa sorumlu oluruz ‘dedi. Üzüntü içinde Gölbaşı’na döndük. Muhtara gittik, durumu anlattık. 1960 ihtilalinin Cumhurbaşkanı rahmetli Cemal Gürsel bazen hafta sonları Gölbaşı’na gelirdi. Muhtar, ‘Topladığınız imzaları saklayın, paşa gelince önüne geçelim” dedi. Gölbaşı küçük bağırsan herkes duyar. ‘Cemal Gürsel Paşa geliyor’ diye haber aldık, Konya yolunu kestik. Muhtar, azalar ve gençler bekliyoruz. Paşa geldi, önünü kestik. Camı açtı, muhtar kendini takdim etti. Cemal Gürsel Paşa, ‘Benden ne istiyorsunuz?’ diye sordu. Muhtar, ‘Paşam biz ve gençler Gölbaşı’nın Belediye olmasını istiyoruz’ dedi. Biz gençlerde alkışlıyoruz. ‘Varol paşam, sağ ol paşam’ sloganları arasında paşa ayrıldı. Aradan bir yıl geçti ses seda yok. Paşa, muhtarı 1964 yılında köşke çağırttı ve müjdeyi verdi. 500 TL’de cebinden para çıkartıp vermiş, belediyeye sandalye masa alırsınız diye. Gölbaşı Belediye olursa, belediye otobüsü alınır, öğrenciler ulaşımda rahatlar. Onca çabamız bu yüzden.
Belediye 25 Mart 1965 yılında kuruldu. Seçimler Mayıs 1965 sonu yapıldı. İki aday vardı. Bekir Gönenç ve Nurettin Cankurtaran. Seçimi Bekir Gönenç kazandı. Gençlerle otobüs hususunda görüşmek için Belediye Başkanının yanına gittik. ‘paramız yok’ diyor bizi gönderiyor. Biz pes etmiyoruz, devamlı rahatsız ediyoruz. 1972 yılında gençler bir toplantı tertip ettik. Nahiye Müdürü Şükrü Oran, Belediye Başkanı Bekir Gönenç, muhtar ve halkın katılımıyla toplantı düzenledik. Bekir Bey ‘paramız yok’ diyor, Enver Acar, ‘Belediyenin parası yok, bir lastiği yarılsa alacak para yok’ diyor. Bende o zaman ‘Özel otobüs firmaları var onlarla anlaşın’ dedim ve bir otobüs firması ile anlaştılar. Böylece sıkıntılarımız tek tek çözülmeye başladı. Sevincimizi anlamak için o günü yaşamak gerek.
Ama her şey bitmedi. Önümüzde hallolacak lise meselesi vardı. Bekir Gönenç Çankaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürleri, Kaymakamla, vali beyle görüşüyorlar. ‘programda yok’ deniliyor. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Sebahattin Özbek, Adalet Bakanı da Av. Fehmi Alpaslan’dı. Yapılan tüm görüşmeden olumsuz yanıt alınıyordu.
Adalet Bakanı Fehmi Alpaslan’ın benim hanımın amcası. Hanımla beraber evine gittik. Beni çok severdi. Konuyu açtım, ‘amca çocuklar lise olmadığı için evde oturuyorlar. Bina hazır” dedim. Milli Eğitim bakanını aradı. ‘Yurt dışına çıkıyorum vekâleti sana veriyorum sen aç’ deyince olay bitti. Bana ‘Belediye Başkanına söyle yarın ordayım’ dedi. Ben de bakan beyin talimatını Bekir Bey’e ilettim. Bekir Bey de Gölbaşı’nın ileri gelenleri lise binası önünde bakanı karşıladı. Binayı gezdiler. Bakan, Milli Eğitim Müsteşarına dönüp, ‘kararı alın ben imzalayacağım’ dedi ve lise sorunu çözülmüş oldu.
Belediye Başkan adayı olmaya nasıl karar verdiniz? O dönemlerde neler yaşadınız?
1973 yılında seçimleri Bekir Gönenç kaybetti. İbrahim Göçmen kazandı. 1977 yılı seçimlerinde Neşet Sarıkaya, Ethem Yeşilyurt ve ben Bekir Gönenç’in tekrar aday olmasını istedik, kabul etmedi. 2adayımız yok’ denince ‘aday Erdal Eren’ olsun dedi ve adaylık sürecim de böylelikle başlamış oldu. Tabiî ki siyasette ‘Ben adayım’ demekle her şey bitmiyor. Halkın güvenini kazanacaksınız, halkla iç içe olacaksınız, halkın ölüsüne, düğününe katılacaksınız. Halka yalan söylemeyeceksiniz. Halkın sorunları birinci derecede önceliğiniz olacak. Dürüst olacaksınız. Bana bu özellikleri iki dönem Belediye Başkanlığı yapmış olan büyüğüm rahmetli sayın Bekir Gönenç söylemiştir.
1977 ve 1984 yılında aday oldum. Seçimi kazanamadım. 1977 yerel seçimlerini 101 oyla kaybettim. 326 oyum iptal edildi. 1984 yerel seçimlerini de 186 oyla kaybettim. Seçimlerde yaşanan olayları olumsuzlukları anlatsam kitap olur. Geçmiş geçmişte kalmıştır. Herkes ya yaptığından, ya da yapmadığından hicap duymalıdır. Ben seçimlerde asla hile yapmadım, yalan söylemedim. Dışarıdan seçmen devşirmedim. Halkın teveccühü doğrultusunda hareket ettim. Hayatım boyunca kimseye biat etmedim, kula kulluk etmedim.
Gölbaşı’nı seviyordum ve sorunlarını biliyordum. Bu yüzden 1989 seçimlerinde yeniden aday oldum. Seçimi kazandım.
2.BÖLÜM.
BELEDİYE BAŞKANLIĞI VE HİZMETLERİ
‘Dünden Bugüne Gölbaşı’ yazı dizisinin 2. konuğu Mimar Erdal Eren ile siyasi hayatını, yapmış olduğu hizmetleri konuştuk. Gölbaşı’nda iki dönem Belediye Başkanlığı yapan Erdal Eren o dönemlerde yaşadıklarını ve yapmış olduğu hizmetleri Göl Haber’e anlattı.
Sayın Başkanım 1989 seçimlerinde ilk kez Belediye Başkanı oldunuz. Bize biraz o dönemlerden bahseder misiniz?
1989 yılında ANAP‘tan Nurettin Yüksel, MHP’den Yüksel Güler ve SHP’den ben adaydım. SHP’nin Sloganı limon ve süpürgeydi. ‘Limon’un anlamı, ‘Halkı limon gibi sıkan ANAP’ı Belediyeden süpürün gitsin’ idi. Seçimi Gölbaşı’nda SHP adayı olarak ben kazandım. İlçe başkanımız Tahir Başkanı ile görüşerek İlçe Başkanlığından Belediye önüne kadar İlçe örgütü belediye meclis üyeleri ve halkın katılımıyla yürüyerek Belediyeye geldik. İlçemizin seçilmiş Belediye Başkanı olarak halkımıza teşekkür konuşması yaptım ve “ Sevgili Gölbaşılılar şuandan itibaren Belediye Başkanınız olarak Belediye Meclis Üyelerimizle birlikte sizlere hizmet etmek için huzurlarınızdayız. Hedefimiz 24 saat kesintisiz ve tarafsız Gölbaşı’na hizmet etmektir” dedim.
Belediye Başkanı olduktan sonra ilk olarak ne yaptınız?
İlk işim senelere sarih çalışma iş programı yapmak ve Belediyeyi kurumsal hale getirmek için çalışmalara başladık. İmar servisi, fen işleri, hukuk, muhasebe, zabıta, arşiv dokümantasyon servisi; nereye el atsan eline geliyor. Dosya istiyorsun evrak bulamıyorsun, hukuk dosyalarını Belediyeden değil adliyeden temin ettik. Benim için her kurumun en önemli birimi arşiv dokümantasyon servisidir. İdari yapılanmayı çözmeden yapılan işlerin birçoğu kurumları çalışılmaz hale getirir. Bu birimleri düzene oturtturduk. Çalışma iş programı hazırlanarak ilgili birimlere iş programına göre çalışmalarına başlama talimatını verdim. Belediye Meclis Üyeleri ile birlikte birimlerden birincil olarak, personel sayısını, belediye makine ve ekipman sayısını, birimlerdeki kalifiye eleman sayısını, eksik müdürlükleri tespit ederek bu sorunu zaman içinde çözdük.
Belediyenin o dönemlerdeki sorunları nelerdi. Bu sorunların hangilerini çözüme kavuşturdunuz. Belediye Başkanlığı döneminizde ne gibi hizmetleriniz oldu?
İMAR VE TAPU
Halk inşaat yapmak için Belediyeyi sıkıştırıyor. İmar çalışmaları yapılmamış, tapu yok, hisse tapusu yok, el senedi ile yer alınmış. Biz 1/5000- 1/1000 imar planlarının revize uygulamalarına ihale ederek çalışmalara başlamış olduk. Plan çalışmaları devam ederken Bakanlar Kurulu kararı ile Gölbaşı 22.10.1990 tarihinde özel çevre koruma kanunu kapsamına alınarak Belediyenin plan yapma, ruhsat verme, imar yapma yetkisi (ÖÇKB) Başkanlığı’na verildi. İki yıl çivi üstüne çivi çakamadık. Bakanlar Kurulunun almış olduğu kararın durdurulması için Danıştay’a dava açtık. Reddedildi. Danıştay Genel Kuruluna müracaat ettik. Maalesef her taraftan bizim elimiz kolumuz urganla bağlandı. Direndik mücadele ettik. Sağdan soldan baskı yaptık, neticede planlar onayladı. Özel çevre koruma kapsamı sonradan kalbura döndü. İncek, TOKİ bunlar örnektir.
Gölbaşı bugün bu duruma geldi ise herkes tapusuna kavuştu ise bunu hissedarlara borçludur. Vatandaşın 7m cephesi var 10m cephesi var 12m cephesi var geneli böyle. Ayrık nizam verirsen bina yapamıyor. Mecburen eski yerleşim alanlarında bitişik nizam verdik. Eğer böyle yapmasaydık, hissedar mahkemeye gidip binanın enkazını ödeyip vatandaşın elinden arsayı alırdı.
GÖLBAŞI SANAYİSİNE TAPU DAĞITIMI
Törenle ilgililere tapu töreni yapıp tapularını vereceğiz. Sahte tapu diye yaygara yapılıyor. Düşünün vatandaşı nasıl zehirlemişler. Çünkü vatandaş yıllarca oyalanmış. Benim Belediye Başkanlığım döneminde bugün git yarın gel felsefesi asla olmamıştır. Yapanları da affetmezdim. Halkı oyalamak hiçbir görevlinin haddi değildir.
SU SIKINTISI HAT SAFADA
Gölbaşı Eymir kuyularından; sızak mevkiinden ve hacılar mevkiinden gelen sularla münavebeli su verebiliyor. Halk haklı olarak ister ama olanaklar dâhilinde olur. Her gün nüfus artışı, sıkıntıyı artırıyor. İller Bankası ile görüşerek doktorlar sitesinde kuyu açtıralım teklifini genel müdüre ilettim ancak o bölgede su yok dendi. Ben ısrar ettim ve su bulundu. Hemen numune aldırarak ODTÜ havzasına özel laboratuarlarda tahlile gönderdik. Kaplıca suyu çıktı iptal ettik ama arayışlara ara verilmedi.
OTOBÜS İŞLETMESİ ULAŞIMA CEVAP VEREMEZ DURUMDA
Seferlerde arızadan dolayı aksama oluyor. Kılık değiştirerek otobüse biniyorum, insanlar üst üste gidiyor. Mahalli idareler Genel Müdürü ile görüşülerek 2 adet Mercedes otobüsü aldık.
MOGAN VE EYMİR GÖLLERİ ÇEVRE KURULTAYI
Her iki gölle ilgili çevre kurultayı yaptık. Japonya’dan, Almanya’dan, İngiltere’den ve Türkiye’den, ODTÜ’den, Ankara Üniversitesinden, Çevre Bakanlığından oluşan 1150 delegasyon ile bilimsel bildirgeler sunulmuştur. Bu toplantının birisi de Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde onun himayesinde yapılmıştır. Zamanın Çevre Bakanı İmren Aykut ve Denizcilikten sorumlu devlet bakanı gölü temizlemek için tarama gemisi getirilmesine karar verdi. Ancak siyasi çalkantılar dönemiydi. Erken seçimler nedeni ile bugüne gelindi. Bugünün yöneticilerine önerim, önce gölleri kirleten ne kadar derecikler varsa ıslah edilmeli. Betondan çökelti çukurları yapılmalı daha sonra göle girilmeli, Eymir gölünün halka açılması gündeme getiriliyor. Halk kontrollü olarak girip yürüyor. Bisiklet turları yapılıyor. Trafiğe açtığınız da, Eymirin ne çevresi kalır ne de yaşam hayatı kalır. Mogan gölünün doğu cephesi bakir durumda projelendirip halka açılsın.
MOGAN ÇEVRE YOLU VE BATAKLIKLARIN ISLAHI
Mogan çevre yoluna başlamadan önce, bataklıkların ıslahı ile başladık işe. Göl buz tuttuğunda, Meclis üyelerinden Coşkun bey ile birlikte birkaç görevliyi de yanımıza alarak iskele yerini tespit ettik. İskelenin bulunduğu alandaki kamışlığı tıraşlattık. Bataklıkları ıslah ederken Göl çevre yoluna da başlamış olduk. Gölü işgal etmiş yerleri kendi imar hudutlarına çekiyoruz bir taraftan da şikâyetler, mahkemelerle uğraşıyoruz. Bazı insanlar bencil ve sadisttir. Yeniliklere devamlı karşı çıkmıştır. Çevre yolunu havacılara kadar açtık, doğu cephesine başladık. Petrol ofisine kadar geldik. Niyetimiz Ulaşan Otel’in yanına Karaoğlan çayırına kadar yolu açmaktı. Şikâyet üzerine Ankara Valisi Sayın Erdoğan Şahinoğlu Belediyeye geldi. ‘Başkan gölü doldurarak yol açıyorsunuz, çok şikâyet var. Bu işi durdur” dedi. Ben de ‘Sayın valim beni assalar da ben bu yola devam edeceğim, sinek yuvalarını balçık kokularını birlikte görelim” dedim. Atatürk Sahil Parkının göl kısmı tamamen bataklık, o alanı gösterdim. ‘Anladım’ dedi ve ekledi ‘Bizim vilayet evinin önünden nasıl geçeceksiniz?’ Bende ‘Tesislere dokunmayacağım. 5m alacağım’ dedim ‘hayırlı olsun’ dedi ve gitti. Petrol ofisi tesislerine geçtik. Mümtaz Sarıtaş’ın tesisleri gündeme gelince mahkemeye müracaat ederek bilirkişi kanalı ile yol durduruldu. Sonradan o bölüm nasıl açıldı? Merak dahi etmedim.
MOGAN GÖLÜNÜN KIYISINDAKİ TESİSLERİN KANALİZASYONA BAĞLANTISI
Çevre yolunu açarken alt yapının devam etmesi gerek, petrol ofisinden EGO karayolunun altından geçerek o bölgede bulunan fabrika ve kooperatiflerin göl kıyısındaki tesislerin atık sularına bağlanması sağlandı. 1998 yılından sonrada alt yapı Büyükşehir tarafından yaygınlaştırıldı.
Çöp alanı Gölbaşı sanayisinin doğu cephesi ve Eymir gölü havzasıydı. Çöpler buraya dökülüyor. Büyükşehir’e bağlanmadan önce Sayın Murat Karayalçın ile görüşerek Mamak çöp alanına, daha sonra Sincan’da yapılan çöp deposu alanına çöpleri götürmeye başladık.
GÖLBAŞI’NIN METROPOL OLMASI BÜYÜKŞEHRE BAĞLANMASI
Dönemin Başbakanı Sayın Mesut Yılmaz’a bir toplantı sonrası yapılan sohbette kendimi tanıtarak, ‘Sayın başkanım Gölbaşı’nın Büyükşehre bağlanmasını talep ediyorum‘ dedim. Başbakan ‘Sen bağımsız Belediye Başkanı iken bağımlı hale geliyorsun’ dedi. Bende ‘Bir kişinin bağımsızlığı önemli değil’ dedim ve ekledim ‘Sayın başkanım gelirler çok kısıtlı halka hizmeti Büyükşehirle birlikte verelim’ ifadesini kullandım. O günün valisi Saffet Arıkan Bedük’ü çağırttı, ‘Saffet bey bizim teşkilatlar duymadan İl İdare kurulu kararı al, Gölbaşı’nın Metropole bağlanması için içişleri bakanına ben talimat vereceğim’ dedi. ‘Başka bir talebin var mı’ diye sorunca, Gölbaşı giriş ve çıkışlarına kavşaklı köprülerin yapılmasını talep ettim. Bayındırlık Bakanı Yaşar Topçu’ya ‘Gölbaşı giriş çıkış köprülerini programa alın’ dedi. Bende saygı ile teşekkürlerimi ifade ettim.
‘GÖLBAŞI’NI SATTI’ DEDİLER
14.08.1991 tarihinde Gölbaşı Büyükşehir Metropol kapsamına alındı. Gölbaşı’nda muhalifler ‘Gölbaşı satıldı’ dedi. İleriyi göremeyen bakar körler, yenilikleri anlayamaz. Yüzünü yıkayacak suyun yok, Ankara’ ya giderken çift ayakkabı taşıyorsun, çocuklarınız okula giderken topuğuna kadar çamura batıyor. Otobüsler istediği yerde duramıyor. Taksiler Ankara’ya müşteri götüremiyor. Minibüsler Ankara’ya yolcu taşımak için hat alamıyor. İlgililer ‘Sen dış ilçesin Bala, Haymana, Polatlı vs ne ise sende osun’ diyor. Otobüsleri EGO’ya devrettikten sonra durağı belli oldu, sefer sayısı ve otobüs sayısı arttı. Taksiler T plakası aldı. Dolmuşlar hat aldı, bunlar bir günde olmadı. Gölbaşı bugün Ankara’nın 1 numaralı İlçesi yolunda yürüyorsa 10 yıl kesintisiz Belediye Başkanına, Belediye Meclis Üyelerine, Belediye çalışanlarına, Mahalle Muhtarlarına, SHP ve CHP’ye oy verenlere teşekkür etsin. Ben Erdal Eren olarak benden önce Belediye Başkanlığı yapmış Başkanların ne kadar sıkıntı çektiğini biliyorum onlara da Teşekkür ediyorum.
TAŞCILARIN TAŞINMASI
Taş sanayinin (TAŞCILAR) bulundukları alandan kaldırılması için müsait yer olarak. Bugünkü taş ocaklarının olduğu yer için Milli Emlak Genel Müdürlüğüne müracaat ettik. Devrini alamadık benden sonra gelen Belediye Başkanı Dr. Cevdet Kara başardı kendisine teşekkür ederim.
TEK (TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU)
Gölbaşı Elektrik dağıtım tevzi Merkezi idari binalar, sosyal tesisler ve lojmanların bulunduğu yerleşkede İMAR uygulaması yaparak, DOP’tan elde edilen 348bin m2 alanı doğayı koruma, yaşatma Gölbaşı’nın akciğeri olarak düşündük ve imar planına işlendi. Bu alan Cumhuriyet Caddesi ile TOKİ caddesinin kesiştiği noktadan Virancık mezarlığına kadar düzenlendi. Virancık içinden geçip Mogan gölüne akan su kesen deresinin sağını ve solunu 20m genişliğinde yeşil alan yaptık, bu alanını kamulaştırmak için 348 bin m2 alana kaydırıldığı söylenir. O alanı almak için 2 sene mücadele ettim. Benden sonra gelenler o alanı konuta açtı. Takdiri kamuoyuna bırakıyorum. Belediye Başkanı Fatih Duruay’a teşekkür ederim. 348 bin m2 alanın bir bölümünü park yapıyor.
ATATÜRK SAHİL PARKI
Rahmetle andığım Sayın Ahmet Andiçen’e, kızlarına Gölbaşı halkı adına teşekkür ederim. 15150 m2 tapulu arsasını şartlı olarak Belediyeye devir yaptılar. Ben devirde benden sonra gelenin ne yapacağı belli olmaz düşüncesi ile şartlı olmasını istedim. Kültür Merkezi yapılması kaydıyla yani şartlı devir şeyhini Tapu kaydına geçirdim.
MEZARLIK
Gölbaşı mezarlığı çok hisseli hissedarlar defin işlemini doldurmak için bana geliyorlar bende çözüm arıyorum sonunda Gölbaşı sanayisi bitişiğinde yer tahsis ettik, Mezarlıktan yüksek gerilim hatları geçiyor. Hattın 20m sağı 20m solunu TEK kamulaştırmış. ‘Paranızı gidin oradan alın’ ifadesini kullandım. Özel Çevre Koruma Kurum Başkanlığı ile çok imar planına Mezarlık alanı yazamadık yanılmıyorsam ağaçlandırma alanı olarak geçiyor.
GASİLHANE
Gölbaşı’nda yıllarca cenazeler her evin bahçesinde yıkanırdı. Küçük bir bina vardı genişleterek cenaze yıkama odası, 2 gözlü morg düzenlendi. Yanılmıyorsam gasil hane’de ilk cenaze olarak rahmetlik babam yıkanmıştır. Bugün ise geliştirilmiş ve ihtiyaca cevap vermektedir.
VİRANCIK DERESİ (SU KESEN DERESİ)
DSİ (DEVLET SU İŞLERİ) Genel Müdürlüğü ile görüşülerek yıllara sarih olarak kanal yapılarak taşkın sular kontrol altına alınmış oldu.
SPOR SAHASININ DÜZENLENMESİ
Belediye olarak gençlere, tribünlü çim saha yaptırarak, çok amaçlı 1500 kişilik kapalı spor salonunu halkın hizmetine sunduk. Spor aktivitelerinde ve Milli bayramlarda bu saha kullanılırdı. Bina ve saha Spor Bakanı Sayın Yücel Seçkiner’in talimatı ile yapıldı. ANAP İlçe Başkanı Mehmet Atak’a da katkılarından dolayı teşekkür ederim.
GÖLBAŞI KANALİZASYON ŞEBEKESİNİN İMRAHOR VADİSİNE BAĞLANMASI
Gölbaşı alt yapısı tamamlandı. Atıklar nereye akacağı sorundu. Eymir gölü çevre yolundan geçerek imrahor deresine arıtma tesisi yapılması ile sorunun çözüleceğini düşünüyorduk. Eymir gölü ve çevresi ODTÜ’ye aitti. Rektör prof. Ömer Saatçioğlu ile görüştük, ‘Gölbaşı kanalizasyon atıkları için Eymir Gölü başlangıcına arıtma tesisi yapacağım suyunu Eymir gölüne vereceğim’ dedim. ‘Yollarımıza zayiat vermeden hattınızı imrahora bağlayın’ dedi. Sorunu çözdük.
GÖLBAŞI YEREL GÜNDEM 21’E NASIL VE NEDEN KATILDI?
Bugünün ihtiyaç ve beklentilerini, gelecek kuşakların ihtiyaç ve beklentilerinden ödün vermeksizin, karşılamanın yollarının aranması olarak ifade edebileceğimiz sürdürebilir kalkınma gündem 21’in dayanağı olup temelleri 1972 yılında STOCKHOLM’de 113 ülkenin çevre sorunları ile ilgili olarak bir araya geldikleri insan çevre konferansında atılmıştır. Gölbaşı yerel gündem 21 sürecine pek yabancı değil. Özellikle katılımcılık konusunda 1989’dan sonra otobüs fiyatlarının tespiti, içme suyu ücret tariflerinin belirlenmesinde halka danışma ve ortak karar alma yolu seçilmiştir. 1990 yılında özel koruma bölgesi olarak tespit ve ilan edilen Gölbaşı’nın sınırları içinde bunan Mogan ve Eymir göllerindeki kirliğin önlenebilmesi için yapılacak olan bilimsel çalışmalara hız vermenin yanında, halkın sorunlara sahip çıkmasının sağlanabilmesi için 1995 ve 1996 yıllarında iki kez uluslararası nitelikte Göl Kurultayı düzenlenmiştir. Bu vesileyle Gölbaşı halkı mevcut çevre sorunları hakkında görüşlerini ifade etme fırsatı bulmuştur. Katılımcılık açısından örnek teşkil eden bu uygulamalar, Gölbaşı’nın Türkiye’de yerel gündem 21’lerin teşviki ve geliştirilmesi projesinin ortağı olan 9 Belediyenin içinde yer almıştır. Ancak, bu bir sonuç değil sadece. Başlangıçtır belediye bu başlangıcını devam ettirdiğini zannetmiyorum.
KOOPERATİFLERİN KURULMASI
Gölbaşı çevre kent yapı kooperatifi birliği kurduk. Gölbaşı yerleşkesinde 9 kooperatif kanalı ile 400 aileye arsa tahsisi yapılarak ev sahibi yaptık. Gölbaşı çevresinde yaklaşık 45 kooperatif, Çevre kent Kooperatifler Birliğine üye oldu. Bende Belediye Başkanı olarak bu birliğin Genel Başkanlığını 2006 yılına kadar devam ettirdim. Daha sonra kendi isteğimle ayrıldım.
GEZİCİ KÜTÜPHANE
Belediyeye ait olan 2 yeni Mercedes otobüs ile MAN marka otobüsü gezici kütüphane yaparak okul önlerinde, mahalle aralarında halkın hizmetine sunduk. Kitap, dergi vs okumak isteyen vatandaşlara kayıt tutarak kitap, ansiklopedi, dağıtıp geri dönüşümünü sağladık. Ayrıca Belediye olarak belediyenin hizmetlerinin anlatıldığı bir gazete çıkardık.
DOĞALGAZIN GÖLBAŞI’NA BAĞLANMASI
SENE 1998. Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek’e ‘Sayın başkan 1999 yerel seçimlerinde aday değilim. Doğalgazı Gölbaşı’na bağlayalım’ dedim. Döndü bana ‘Gel RP’den aday ol ne istiyorsan Gölbaşı’na yaparım’ dedi. Bende ‘Benim aday olmamam size yarar’ dedim. Sayın Başkan talimat verdi Gölbaşı 1998 tarihinde doğal gaza kavuştu.
YENİ MECLİS SALONU
Belediye Meclisi Başkanlık katında küçük bir odada yapılıyordu. Kasapların bulunduğu binada büyük bir Meclis salonu düzenlendi. Vatandaşın meclis oturmalarını izleyecek bölümü ile hizmete sunduk, açılışını Belediyemizin ilk Belediye Başkanı Bekir Gönenç yapmıştır.
ŞEHİTLİK
Mezarlık içerisinde 250m2’lik alana sahip olan yeri Şehitlik olarak düzenledik. En büyük temennimiz hiçbir kardeşimizin şehit olmamasıdır.
MEZBAHANE
Mezbaha yenilendi, soğuk hava deposu, havadan kesim, monoray sistemi, elektronik tartı, veteriner kontrolünde yapılıyordu.
GÖL GEZİ TEKNESİ
Halkımızı gölle tanıştırmak için iskele yapıldı. Bu iskeleye bir gezi teknesi yakışır dedik. İzmir’de bu tekneleri yapanlarla anlaşarak 20 kişilik tekneyi göle indirdim. Atatürk sahil parkının açılışına sayın Deniz Baykal gelmişti. İlk gezi turu başlamış oldu. Bugüne baktığımızda daha geliştirilmiş yolcu sayısı artırılmış Gezi Teknesi halkla Gölü buluşturuyor, olumlu ve olumsuz bakan şaşı gözler, düzgün görmeye umarım alışmıştılar.
KREŞ
Gölbaşı Belediyesi ilk kreşi 1994 yılında açarak çalışanların çocuklarına hizmet vermiştir. Yer şafak mahallesi ASKİ arkasıydı.
PAZAR YERLERİ
Benden önce açık Pazar yeri olarak düzenlenen Karşıyaka, Seğmenler Pazar yerlerinin üzerini kapattık. Ancak ben görevden ayrıldıktan sonra yağan kar nedeniyle her iki Pazar yeri çöktü. Halen içimde bir uhdedir, kardan mı çöktü, Sabotemi edildi? O sistemin olup olmayacağını ODTÜ üniversitesinden rapor alarak başlattım. Can ve zayiat olmadığı için çok mutluyum ilgili firma tekrar Belediyenin talimatları ile yaptırdı.
MAHALLE PARKLARI
Belediye imkânları ile toplam 8 park yaparak halkın hizmetine sunmaya çalıştık. Güzel Yalı Çocuk Parkı, Ahi Evran Çocuk Parkı, Gazi Osman Paşa Çocuk Parkı, Atatürk Sahil Parkı, Cumhuriyet Parkı, İbrahim Göçmen Parkı, Seymenler Parkı, Bekir Gönenç Parkı.
ANAP (ANAVATAN PARTİSİ’NE GEÇİŞİM )
1994 seçimlerinde Gölbaşılı hemşerilerim tapularını verince kat istediler benden. (ÖÇKB) Müracaat ettim. 2.katlar 3 olsun 3. Katlar 4 olsun Kurum Başkanı Mustafa Keteni ikna etmek mümkün değil, son toplantıda olumsuz cevap verince, ayağa kalktım ‘Siz bana parti değiştireceksiniz, ben parti değiştirirsem siz de burada oturamayacaksınız’ deyip ayrıldım. Ve Nurol holdinge gittim. Sahibi Nurettin Çarmıklı ‘Başkan çok sinirli bir halin var ne oldu?’ deyince olanları anlattım. Bana “Mesut Yılmaz ile görüşelim ANAP’a geç ne işlerin varsa yapılır” dedi. ‘Olmaz’ dedim. Benim durumu Sayın Mesut Yılmaz’a anlatmışlar. Gölbaşı’nda törene geldi. Karşıladık, temel atma töreninden sonra yarın saat Yılmaz ‘11’de konutta bekliyorum’ dedi. Gölle ilgili projeleri aldım ve konuta gittim. ‘Projeleri bırak sıkıntıların ne?’ diye sordu. Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığını, kat durumunu, gölü anlattım. ‘Onlar olur benden ne istiyorsun?’ dedi. ‘(ÖÇKB) Başkanı Mustafa Keten görevden alındığı gün bende ANAP’a geçeceğim’ dedim ve Keten görevden alındı. Ben ANAP’lı oldum. Sözün kısası(ÖÇKB) Başkanlığına Köksal bey atandı. İmarla ilgili bekleyen tüm sorunlar çözüldü. ANAP’a geçiş tarihim ekim 1996 ayrılış tarihi aralık 1999 sayın Mesut Yılmaz ve Gölbaşı teşkilatına, Mehmet Atak’a da teşekkür ederim.
ŞAİBESİ OLMAYAN BELEDİYE
Bizim dönemimizde Gölbaşı Belediyesi kurumsal bir yapıya kavuştu. Gelecek kuşaklara imarı çözülen, tapuları hak sahibine verilmiş, yolları çamurdan arınmış, suyu 24 saat kesintisiz akan, doğal gazı olan, ulaşımı sorunsuz olan, yeşil alanı parkları, açık ve kapalı spor alanları, kapalı pazar yerleri, kreşi olan, Mogan gölü kıyı çevre yolu yapılan, gecekondusu olmayan, şaibesi olmayan bir Gölbaşı bıraktık. Siyasi farklılık olsa da barışın, sevginin, dostluğun, komşuluğun, hoşgörünün pekiştiği Gölbaşı’nı çağdaş bir kent olarak ileriye taşıyacak kuşaklara emanet ediyorum.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.