Özgün Ökmen: Mavi Vatan

MAVİ VATAN                  Son günlerde sıkça duyduğumuz bir kavram var, adı;  ‘’Mavi Vatan’’...Türkiye’nin Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’deki sınırlarını belirleyen, farklı hak ve egemenliğini içeren deniz alanlarının bütünü diyebiliriz. Türkiye'nin deniz alanlarındaki aktif ve askeri güce dayalı stratejisinin temelini oluşturuyor. Ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığında deniz taşımacılığının payı neredeyse yok gibi. Dünyada sahile paralel otoyolu yapan tek milletiz. (Karadeniz Otoyolu) Ülkenin en büyük şehri İstanbul’dan ne Ege ve Akdeniz kıyılarına ne de Karadeniz kıyılarına yük ve yolcu taşımacılığı yapılmıyor.  Denizci bir millet olmadığımız için iç şehirlerin deniz bağlantısının varlığının ne anlama geldiğini galiba bilemiyoruz. Bunun içinde Karadeniz’e Otoyolu yapılmakla Orta Asya, Doğu Anadolu ve Orta Anadolu Karadeniz limanlarına bağlanamadığı gibi bütün Karadeniz şehirleri de denizden koparılmış görünüyor. Ülkemizin üç tarafı  deniz ama doğru dürüst Denizcilik Meslek Liseleri ve Denizcilik Üniversitesi yok.Mevcut  üniversitelerde de  yeteri kadar Denizcilik Fakülteleri de  yok.  Deniz Ürünleri Lisesi, Deniz Ürünleri Fakülteleri yok.  Şimdi bana  bir iki tane isim verirseniz ben de ihtiyacın yüzde biri bile olmadığını söyleyebilirim.Anlayacağınız ülkemizin üç tarafı deniz, ama  Denizcilik Bakanlığı da yok. Ülkemizde doğru dürüst Yelkencilik Kulüpleri, Kürek Kulüpleri, Bot Kulüpleri, Denizcilik Sporları Kulüpleri yok. Dünyada yelken sporuna uygun üç tane deniz olduğu söyleniyor.Bunlardan birincisi ve en uygunu Ege Denizi'dir. İkincisi ABD'nin Kaliforniya Bölgesidir. Üçüncüsü ise Avustralya'nın Güneybatı Bölgesidir. Birinci sırada olan Ege'de denizde yelkenli gözükmezken, ikincisinde (Kaliforniya) yelkenliden deniz gözükmez. Üstelik ülkemiz sahillerinde bir tane bile Deniz Sporları Merkezi yok.  İnsanlarımız denize, suda ıslanmak ve güneşte yanmak için sahillere gelirler. Bir çoğu da yüzme bile bilmediği için her yıl denizlerde, göllerde ve nehirlerde yüzlerce vatandaş boğulur. Maalesef  sahiller, bot ve yelkenli limanları ile değil, beton yazlıklarla doludur. İşte size Mavi Vatan, okuyunca üzüldünüz değil mi? Yıllardır stratejik bir çalışma yapılamadığı gibi ne yazık ki, Ege’deki 12 Ada, Balkan Savaşı sırasında 1912 yılındaki Uşi Anlaşmasıyla İtalya'ya bırakılır. Balkan savaşı sonunda yapılan 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ve neticesinde Şubat 1914 tarihinde yapılan Büyükelçiler Konferansında; başta Girit Adası olmak üzere, 12 Ada İtalya'ya; İmroz (Gökçeada) ve Bozcaada dışındaki bütün Ege Adaları Yunanistan'a verildi. Bu anlaşmaya göre Osmanlı’nın elinde sadece Gökçeada, Bozcaada ve Meis adası kaldı. I. Dünya Savaşı'nda da Osmanlı ile İtalya'nın karşı karşıya gelmesiyle adalar İtalya'da kalır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra da 1947'deki Paris Barışı ile İtalya 12 Ada'yı Yunanistan'a bırakır. Bu güne gelirsek;  karasıyla, deniziyle, taşıyla toprağıyla  vatan bir bütündür. İşte Mavi Vatan budur. Sahip çıkanlara ne mutlu… Kalın sağlıcakla