Ankara Ziraat Odaları İl Koordinasyon Toplantısı yapıldı
Ankara Ziraat Odaları İl Koordinasyon Toplantısı yapıldı
TZOB Yönetim Kurulu üyesi Eyyup Elmalı Başkanlığında Ankara Ziraat Odaları İl Koordinasyon Toplantısı yapıldı
TZOB Yönetim Kurulu üyesi Eyyup Elmalı Başkanlığında Ankara Ziraat Odaları İl Koordinasyon Toplantısı yapıldı
TZOB Yönetim Kurulu üyesi Eyyup Elmalı Başkanlığında Ankara Ziraat Odaları İl Koordinasyon Toplantısı yapıldı
Ankara Ziraat Odaları İl Koordinasyon Toplantısı Polatlı Ziraat Odası Başkanı Zekai Köseoğlu ev sahipliğinde Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Eyyup Elmalı’nın başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda, başlıca gündem maddeleri Ankara tarımı ve yaşanan tarımsal sıkıntılar oldu.
GIDA ÜRETİMİNİ BÜYÜK ORANDA KARŞILIYOR
Ankara’nın tarımsal arazi varlığı olarak Türkiye’nin ikinci büyük ili olduğunu vurgulayan Ankara Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Sadullah Karaaslan, Ankara’da 49 bin 128 çiftçinin 12 milyon dekar alanda üretim yaptığını söyledi. Karaaslan, Ankara çiftçisinin ülkemizin gıda tüketimini büyük oranda karşıladığını kaydetti.
RİSKLİ BİR SEKTÖR
Tarım sektörünün riskli bir sektör olduğuna vurgu yapan Karaaslan, pandemi döneminde de tarımın öneminin daha fazla ortaya çıktığını anımsattı. Karaaslan, sofralar boş kalmasın diye çiftçinin canla başla çalıştığını kaydetti.
EN BÜYÜK SORUN KURAKLIK
Son dönemlerde dünyayı ve ülkemizi etkisine alan kuraklık ve doğal afetler nedeniyle çiftçinin sıkıntı yaşadığını dile getiren Karaaslan, şunları kaydetti; “2021 yılı içerisinde Ankara ilimizin dokuz ilçesinde 72 köyümüzde 956 çiftçimizin 57 bin 703 dekar mahsulü dolu ve sel zararına uğradı. İlimizin tamamı, son kırk yılın en kurak ve sıcak yılını yaşadı. İlimizde yüzde 50 ila 60 arasında verim kaybı yaşandı. Kuraklıktan zarar gören çiftçilerin borçlarının erteleneceği dönüme yüz liraya kadar kuraklık desteği verileceği açıklandı. 1 Eylül de tebliğ yayınlandı. Sadece kurak alanlar için çıktı. Polatlı’mızda Sakarya ve Porsuk çayının nisanın ilk haftasında kesilmesi nedeniyle çiftçilerimiz buğdaylarını dahi sulayamadı. Sulu alanlarda bile yüzde 50 oranında verim kaybı yaşanmasına rağmen kuraklık desteği alamıyorlar.”
GİRDİLERDE YÜKSELME VAR
Tarımsal girdilerin yükseldiğini ve bu durumun çiftçiyi zora soktuğunu anlatan Karaaslan, 2021 yılında erteleme kararnamesinin çıkmadığını kaydetti. “2020 yılında çıkan erteleme kararnamesi üzerinden işlem yapıldığından erteleme ve yapılandırma yetkisi kredi kurumlarına devredildiği için kredi kurumları da paranın yarısını getir yarısını da yüksek faizden ertelerim diyor” diyen Karaaslan, şunları kaydetti; “Çiftçimiz afetlerin ve kuraklığın etkilerini kendi imkanlarıyla sarmaya çalışırken. Dünyada tarımsal girdilere talebin artması, dövizin yükselmesi ülkemizde de tarımsal girdilerin aşırı derecede yükselmesine neden oldu. Son on dört ayda artış DAP gübresinde yüzde 197 ve üre gübresinde yüzde 309 olurken, 20.20.0 Kompoze gübresinde yüzde 145’lik bir artış yaşandı.” Bakanlığımızın verilerine göre, yapılan çalışmalarda usulüne uygun gübrelemenin bitkisel üretimdeki artışa etkisi yüzde 50 ile yüzde 100 arasında değişmektedir.” denilmektedir. Gübre piyasalarında yaptığımız araştırmalarda geçen yıl kullanılan gübrenin yarısı kullanılmış çiftçimiz gübreyi azalttı veya hiç gübre atmadan tohumunu eken çiftçilerimiz oldu buda önümüzdeki senenin rekoltesini önemli oranda düşürecek. Girdilerimiz bunlarla da sınırlı değil. Hayvansal girdilerde de artış tüm hızıyla devam ediyor.”
ÇİFTÇİ ÖNÜNÜ GÖREMİYOR
Karaaslan, çiftçinin çaresiz bir durumda olduğuna vurgu yaparak, “Çiftçimizin ümidi de sermayesi de bitti çiftçimiz önünü göremiyor. Çaresiz ve ümitsiz bir şekilde kapısına gelecek icra memurunu bekliyor. 25 Mart 2020 tarih 31079 sayılı kararnameye göre üreticilerin borçlarının ertelenmesi/taksitlendirilmesi konusunda ise krediyi kullandıran ilgili Banka veya TKK yetkilidir denilmektedir. Acilen erteleme ve yapılandırma yetkisi kredi kurumlarından alınarak faizler silinerek beş yıla bölünerek çiftçimiz rahatlatılmalı. Çiftçimiz başta gübre olmak üzere adeta füze gibi yükselen girdi fiyatlarını endişeyle izliyor. Acil tedbirler alınmalı” dedi.
Ankara Ziraat Odaları Birliği Başkan Yardımcısı Eyüp Elmalı, Gölbaşı Ziraat Odası Başkanı Sadullah Karaaslan ve Polatlı Ziraat Odası Başkanı Zekai Köseoğlu’nun divanda yer aldığı toplantıda oda başkanları tarımın son hali ve çiftçi sorunları ile ilgili görüşlerini belirttiler.
Toplantıya Kahramankazan Ziraat Odası Başkanı Ahmet Öztürk, Çubuk Ziraat Odası Başkanı Orhan Gülle, Sincan Ziraat Odası Başkanı Zekeriya Gülmez, Akyurt Ziraat Odası Başkanı Satılmış Kartal, Ayaş Ziraat Odası Başkanı Erdinç Polatateş,Bala Ziraat Odası Başkanı Nizamettin Gürbüz ,Kalecik Ziraat Odası Başkanı Ömer Şahin, Haymana Ziraat Odası Başkanı Suat Devran katıldı.
Hükümetten beklentilerinin de konuşulduğu toplantı sonunda Ankara Ziraat Odaları İl Koordinasyon üyeleri bir basın açıklaması yaptılar.
“Ankara' mız tarımsal arazi varlığı olarak ülkemizin ikinci büyük ili 49.128 çiftçisi 12 milyon dekar alanda üretim yapıyor.4,300,000 bin dekar çayır ve meramızda 580,450 büyük baş 2,020,889 küçük baş 10 milyon et tavuğu 5 milyon yumurta tavuğu besleyen ve üretime kazandıran ANKARA' çiftçisi ülkemiz gıda tüketimini büyük bir oranda karşılıyor.Pandemi sürecinde de gördük ki ülkemizin huzurunun, insanlarımızın mutluluğunun tek teminatının tarım olduğunu.Pandemi sürecinde de sofralarımız boş kalmasın diye çiftçimiz hiç durmadı çalıştı üretti.
Tarım bu kadar önemli olmasına rağmen çok sıkıntılı riskli bir sektör. Çiftçimizin ne üretim ne gelir garantisi var.
2021 yılı içersinde ANKARA ilimizin dokuz ilçesinde 72 köyümüzde 956 çiftçimizin 57,703 dekar mahsulü dolu ve sel zararına uğradı. İlimizin tamamı, son kırk yılın en kurak ve sıcak yılını yaşadı. İlimizde %50 ila 60 arasında verim kaybı yaşandı.
Kuraklıktan zarar gören çiftçilerin borçlarının erteleneceği dönüme yüz liraya kadar kuraklık desteği verileceği açıklandı. 1 eylül de tebliğ yayınlandı. Sadece kurak alanlar için cıktı. POLATLI' mızda Sakarya ve Porsuk çayının nisanın ilk haftasında kesilmesi nedeniyle çiftçilerimiz buğdaylarını dahi sulayamadı. Sulu alanlarda bile %50 oranında verim kaybı yaşanmasına rağmen kuraklık desteği alamıyorlar.
2021 yılında erteleme kararnamesi çıkmadı. 2020 yılında çıkan erteleme kararnamesi üzerinden işlem yapıldığından erteleme ve yapılandırma yetkisi kredi kurumlarına devredildiği için kredi kurumları da paranın yarısını getir yarısını da yüksek faizden ertelerim diyor. Çiftçimiz afetlerin ve kuraklığın etkilerini kendi imkanlarıyla sarmaya çalışırken.
Dünyada tarımsal girdilere talebin artması, dövizin yükselmesi ülkemiz dede tarımsal girdilerin aşırı derecede yükselmesine neden oldu.
Son on dört ayda artış DAP gübresinde yüzde 197 ve üre gübresinde yüzde 309 olurken, 20.20.0 Kompoze gübresinde yüzde 145’lik bir artış yaşandı.” Bakanlığımızın verilerine göre, yapılan çalışmalarda usulüne uygun gübrelemenin bitkisel üretimdeki artışa etkisi yüzde 50 ile yüzde 100 arasında değişmektedir.” denilmektedir.
Gübre piyasalarında yaptığımız araştırmalarda geçen yıl kullanılan gübrenin yarısı kullanılmış çiftçimiz gübreyi azalttı veya hiç gübre atmadan tohumunu eken çiftçilerimiz oldu buda önümüzdeki senenin rekoltesini önemli oranda düşürecek.
•2003 yılı ocak ayı ile 2021 ağustos DAP gübre fiyat artışı 6580-400/400=%1545
•2003 yılı ocak ayı ile 2021 ağustos arası ÜRE gübre artış oranı 5500-330/330=%1566
•2003 yılı ile 2021 yılında pancar fiyatı artış oranı 420-88/88 =%377,27
•2003 YILI İLE 2021 yılında buğday artış oranı 2250-325/325=%592,30
Ülkemiz soğan üretiminin yaklaşık %30 unu üreten ANKARA çiftçisi kilosunu bir liraya ürettiği soğanı 40 kuruşa satamıyor. Ankara mız da 10 bin dekar soğanın tarlada kaldığını sürüldüğünü tahmin ediyorum.
Bir karış bile toprağı boş bırakmayın ekin diyen bakanımızdan soğana çare bulmasını talep ediyoruz.Çiftçimiz pazarlama zincirinin bir parçası pazarlama zincirinde herkes karını alırken sadece zarar eden çiftçi, fedakarlık yapan çiftçi oluyor. Üretici ile market arasındaki fiyat farkı soğanda 4 kata ulaşıyor.83 milyon nüfusumuzun içinde çiftçilik yapan bir milyon sekiz yüz bin nüfustan çiftçiden fedakarlık bekleniyor. Çiftçimiz artık zarar etmek istemiyor planlı üretime geçilmeli ülke olarak ithalattan da kurtuluruz.
•Çiftçimizin ümidi de sermayesi de bitti çiftçimiz önünü göremiyor,
•Çaresiz ve ümitsiz bir şekilde kapısına gelecek icra memurunu bekliyor. 25.MART.2020 TARİH 31079 SAYILI KARARNAMEYE GÖRE.
•Üreticilerin borçlarının ertelenmesi/taksitlendirilmesi konusunda ise krediyi kullandıran ilgili Banka veya TKK yetkilidir denilmektedir.
•Acilen erteleme ve yapılandırma yetkisi kredi kurumlarından alınarak faizler silinerek beş yıla bölünerek çiftçimiz rahatlatılmalı.
•Çiftçimiz başta gübre olmak üzere adeta füze gibi yükselen girdi fiyatlarını endişeyle izliyor. Acil tedbirler alınmalı!”
• Acilen önlem alınmazsa tarımsal üretimde düşüş kaçınılmazdır”
• Hayvancılıktaki girdi maliyetlerini kırmızı et fiatlarını süt fiyatlarını gördünüz üreticimiz aşırı derecede zarar ediyor girdiler düşürülmez veya destekler artırılmaz ise damızlık hayvanlar kesime gider ilerde damızlık hayvan ithal ederiz
• çiftçimizi köyde tutan hayvancılıktır hayvancılıgı bırakan çiftçide köyünü terk ediyor.
• Sogan üreticisi cok zor durumda ürününü zararına bile satamıyor ANKARA'mızda 10 bin dekar soganın tarlada kaldıgını tahmin ediyoruz acilen ihracatı teşvik pirimi verilerek piyasanın canlandırılması gerekir aksi takdirde önümüzdeki sene üretim düşer ithalata bile mahkum oluruz.
Tarım Kanunu’nda yer alan ‘Desteklere ayrılan kaynak Gayrisafî Millî Gelir’in yüzde birinden az olamaz’ hükmü uygulanmalıdır.
Maliyet baskısıyla uğraşan çiftçilerimiz, fiyat baskısıyla da karşı karşıya kaldı. Acilen çözüm bulmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönem kuru soğan gibi ürünlerimizde yaşanacak arzdaki ciddi azalmalar, bu ürün fiyatlarının bir sonraki yıl patlamasına neden olabilir. Çiftçimizi üretimde tutmanın yollarını bulmalıyız.
Aksi takdirde kuru soğan gibi ürünlerde ifade ettiğimiz gibi, ciddi fiyat artışları yaşayabiliriz. Ekimden hasada kadar olan süreci iyi yönetirsek, bundan hem üreticilerimiz hem de tüketicilerimiz istifade eder. Hem üreticilerimizin maliyetlerini aşağı çekmek, hem de ürünlerinin pazarlama sorunlarını çözmek zorundayız.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.