Ankara Tarihi ve Kültürel Değerlerini anlama çalıştayı yapıldı...
Ankara Tarihi ve Kültürel Değerlerini anlama çalıştayı yapıldı...
“Cumhuriyet’in 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültürel Değerlerini Anlama Çalıştayı” 15 Ekim’de Ulucanlar Cezaevi’nde yapıldı.
“Cumhuriyet’in 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültürel Değerlerini Anlama Çalıştayı” 15 Ekim’de Ulucanlar Cezaevi’nde yapıldı.
Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Cumhuriyet’in 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültür Değerlerini Anlama Çalıştayı”, T.C. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün destekleri ve Altındağ Belediyesi’nin ev sahipliğinde Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde gerçekleşti. Ankara’nın zengin tarihi ve kültürel mirasını vurgulamak amacıyla düzenlenen çalıştay, katılımcılara başkentin derin tarihî geçmişini ve kültürel değerlerini daha yakından tanıma fırsatı sundu.
Ankara’nın değerlerinin konuşulduğu çalıştaya; AK Parti İstanbul Milletvekili Avukat Serkan Bayram, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Projeler Koordinatörü Bekir Ödemiş, Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı Ahu Özyakup, Kültür ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Sanem Arıkan ve Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Oğuzhan Aydın katıldı.
“ANKARA DERİN BİR KÜLTÜR ŞEHRİ”
Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir, Ankara’nın beş bin yıllık tarihine ve zengin kültürel mirasına vurgu yaptığı konuşmasında; “Geçen yıl Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ)’de verimli bir toplantı yaptık, yankıları o günden bugüne hala devam ediyor. Biz yaşadığımız şehir Ankara’nın sadece bir başkent olmadığını, başkentin dışında, 5 bin yıllık kesintisiz bir yaşam sürmüş, yoğun bir tarihi ve bir kültürü olan bir şehir olduğunu belirtmek, sadece siyaset ve bürokrasiden ibaret olmadığını anlatmak üzere bu projeyle yola çıktık. Ankara köklü bir tarihe sahip, derin bir kültür şehri. Bu çalıştayla da özellikle Altındağ bölgesinde yoğunlaşan bu tarihî mirası anlamak ve anlatmak istiyoruz.” dedi.
“ANKARA’NIN TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİ MAKUS TALİHİNE BIRAKILMIŞTI”
Ankara’da uzun yıllar süren gazetecilik kariyerinden de bahseden Gökdemir, şehrin tarihî ve kültürel değerlerinin son yıllarda yeniden keşfedildiğini belirterek; “30 yıldır Ankara’da gazetecilik yapıyorum ve şunu gözlemledim. 2000 yılına kadar Ankara’nın tarihi ve kültürel değerleri gerçekten makus talihine bırakılmıştı. 2000 yılından sonra yavaş yavaş bir hareketlenme oldu. Özellikle 2005 yılından itibaren, Altındağ Belediye Başkanımız Veysel Tiryaki’nin büyük emeklerini gördük. Tarihi ve kültürel değerlere ne kadar önem verdiğini gördük. Bugün Hamamönü’nü, içinde bulunduğumuz Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ni ve bu konuda sayılabilecek pek çok eseri Başkan Veysel Tiryaki’nin Ankara’ya kazandırdığına şahidiz.” dedi.
Bu süreçte Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin katkılarına dikkat çeken Gökdemir, Ankara Büyükşehir Belediye eski Başkanı Melih Gökçek ve mevcut Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ve Ankara sevdalısı bir insan olan ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Proje Koordinatörü Bekir Ödemiş’in de şehrin tarihi için önemli çalışmalar yaptığını ifade etti.
“ANKARA’NIN KÜLTÜREL DEĞERLERİNİ ANLAMA ÇALIŞTAYINI ÇOK ÖNEMSİYORUZ”
Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı Ahu Özyakup, yoğun programı nedeniyle çalıştaya katılamayan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’yi temsilen bir konuşma yaptı. Özyakup, “Kendi öz değerlerimize yeniden sahip çıkmak ve bu değerleri vatandaşlarımızda bir bilinç haline getirmek büyük önem taşıyor. Kentsel dönüşüm ve inşa süreçlerinde geçmişimizden kopmadan, bizi biz yapan değerlere ve özgün kimliğimize sahip çıkarak sevgiyle ilerlemeliyiz. Kentler, insanlara aidiyet hissi vermeli, aynı zamanda ziyaretçilerine keşfetme arzusu aşılamalı. Ancak bu şekilde fark yaratabiliriz. Cumhuriyetimizin 100. yılında Ankara’nın kültürel değerlerini anlama çalıştayını bu nedenle çok önemsiyoruz. Bugün burada söylenecek her sözün, Ankara'mızın kültürel mirasına katkı sağlayacağına inanıyoruz. ”dedi.
Ulucanlar Cezaevi, Ankara Kalesi, Hacı Bayram Camii’si ve Selçuklu dönemi yapılarının restorasyonu ve pek çok önemli projenin Altındağ’da hayata geçirildiğinin altını çizerek Altındağ’ın Ankara’nın tarihî ve kültürel merkezi olduğunu vurguladı.
“ANKARA ANADOLU’NUN ORTASINDA STRATEJİK ÖNEMİ OLAN BİR KENT”
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Proje Koordinatörü Bekir Ödemiş, Ankara Tarihi ve Kültürel Varlıklarda yerel yönetimlerin önemi ile ilgili bir sunum yaptı. Ankara’nın tarihinin aslında Anadolu’nun tarihi olduğunu vurgulayan Bekir Ödemiş; “Ankara Anadolu’da var olan tüm uygarlıklara ev sahipliği yapmış önemli bir merkez. Başkent oluşumuzun 101. Yıldönümü, ben de bazen izliyorum televizyonlarda ya da katılmış olduğum programlarda, tabi kötü niyetli değil ama, kürsüye çıkan herkes başlıyor işte ‘çorak bir Anadolu bozkırından’ diye. Ankara, 1881-1916-1929 gibi tarihlerde çok büyük yangınlar, kuraklıklar, kıtlıklar yaşamış bir şehir. Ankara geçmişte de çok önemli medeniyetlere ev sahipliği yaptı ve Anadolu’nun ortasında stratejik önemi olan bir kent.”dedi.
“KÜLTÜREL VARLIĞI OLAN ÖNEMLİ BİR ŞEHİRDE YAŞIYORUZ”
İlber Ortaylı ile konuşmasından bahseden Bekir Ödemiş; “İlber Ortaylı hocamla geçen konuşuyorduk. ‘Dışişleri Şehitleri Anıtı’ projemizin jürisine davet ettik. Eksik olmasın İlber Ortaylı hocamız da kabul etti, tabi jüri ile ilgili konuşurken Ankara’ya da konu geldi ve İlber Hoca, ‘Roma’nın en çok eser bıraktığı kentlerden birisi Ankara’ dedi. Roma dönemi eserleri, Osmanlı döneminin çok önemli eserleri var. Hacıdoğan Mahallesi ki bana göre Amasra’yı, Safranbolu’yu aratmayacak değerlere sahip geleneksel bir Osmanlı mahallesidir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, bugün hepimizin gurur kaynağı, 1997 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi seçilen çok değerli bir müze. Ama ne yazık ki Ankara’da bu değerleri pek çok hemşerimiz bilmiyor. Onun için çalıştayın başlığını çok önemsedim. İnşallah sizlerin aracılığıyla bu daha geniş kitlelere yayılır. 101. Yaşında Ankara’yı hepimiz en iyi şekilde sadece Türkiye’ye değil dünyaya tanıtırız. Altındağ’a Ankara’nın kalbi denir. Bana göre Türkiye’nin kalbidir. Çünkü burası kurtuluşa ve kuruluşa ev sahipliği yapmış. Böylesine de özel bir mekândayız. 20 bin nüfuslu bir bozkır gibi anlatılan Ankara da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca resmi olarak tescil edilmiş 700’ün üzerinde arkeolojik sit alanı var. Bu bile Ankara tarihinin, Ankara’nın barındırmış olduğu kültürel mirasın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bunlardan 31 tanesi doğal sit, 10 tanesi kentsel sit, 10 tanesi tarihi sit gibi dağılıyor. 2 bin 500’e yakın da yine Kültür ve Turizm Bakanlığı Koruma Bölge Müdürlüğü’nce tescil edilmiş kültürel varlığı olan önemli bir şehirde yaşıyoruz.” dedi.
“ANKARA TAM BİR MEDENİYET KAVŞAĞI”
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Rektörü Musa Kazım Arıcan ise; “Ankara çok katmanlı bir şehir. Frigyalılardan başlayan Roma, Selçuklu, Ahiler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi, ben bu çok katmanlı Ankara’nın tamamı bizim kültürümüz diye düşünüyorum. Dolayısıyla Frigya’yı ayrı görmek Roma’yı farklı görmek mümkün değil. Galatların buraya gelişi var, Galat’taki birçok unsurlar var, kültürler var. Aslında Ankara tam bir medeniyet kavşağı, kuzeyden güneye, doğudan batıya tam bir kavşak aslında, tarihteki rolü çok yüksek.” dedi.
ÇALIŞTAY PANELLER EŞLİĞİNDE DEVAM ETTİ
Çalıştay, konuşmaların ardından çeşitli panellerle devam etti. Katılımcılar, Ankara’nın geçmişinden günümüze uzanan tarihi dokusunu, kültürel mirasını ve başkentin geleceğine dair projeleri tartıştılar.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.